By Katrina Schwartz

Serbest ve yapılandırılmamış bir oyun saati, çocuklara ilgi alanlarını ve yaratıcıklarını keşfetme şansı verir. Çocukların zorluklar karşısındaki tutumlarını geliştiren ve mutlu ve üretken yetişkinleri olmalarını sağlayan temel elementlerden birisi oyundur.

Philadelphia Çocuk Hastanesinde çalışan bir pediatrist olan Kenneth Ginsburg, aynı zamanda sokak çocuklarıyla da çalışıyor ve çocuklara travmaları erken çocukluk döneminde oluşsa da çocukların başarısı için gerekli olan kazanımları edindirmek üzerine çalışıyor.

“Başarı” sözcüğü bazen, içinde pek çok yan anlam da barındıran, yüklü bir sözcük olabiliyor. Ginsburg’a göre başarılı çocuk sevdiği işlerle uğraşan, cömert, empatik, merhametli, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için çalışan, iş birliği geliştirebilen, yaratıcı ve yapıcı eleştirileri alabilen çocuktur. Bu özellikler kendi yolunda yürümek isteyen genç bireylere yardımcı olan özelliklerdir.

“Önem verdiğimiz pek çok şey, yaratıcı bir sürecin sonunda öğrenilir.” diyor Ginsberg. Çocukların serbest oyun oynama şansı olduğu zaman, gruplar içinde çalışmayı, müzakere etmeyi, paylaşmayı, kendilerini savunmayı ve kararlar almayı öğrenirler.

Ginsburg, aileleri çocukların akademik başarısına çok fazla önem vermelerinin uzun vadede olumsuz sonuçlar yaratabileceğine karşı uyarıyor. Ailelerin temel amacını şöyle belirliyor: Sağlıklı ve bilge 35 yaşlar yetiştirin. Bu şekilde bir ebeveynliğin, birey için esas konuları odakta tutacağına inanıyor.

“Bütün iyi fikirler söylenmiş değil. Eğer, sadece bir kutuya sığmayı düşünürseniz, kutunun dışındaki fikirleri göremezsiniz.” diyor Ginsburg. Ailelerin ve eğitimcilerin, çocukları ekonominin dişlilerine göre şekillendirmemeleri gerekiyor çünkü 20 yıl sonra nasıl bir makine olacağını bilemeyiz.

Bunun yerine, ailelerin çocuklarda geliştirmeleri gereken en önemli özelliğin, yaratıcılık kanalıyla geliştirilen,  zorluklara karşı durabilmek (direnç) olduğunu belirtiyor. Ginsburg, çocukların iç dayanıklılığının artması için 7 kavram üzerinden bir yol haritası çıkarıyor.

Direncin 7 Basamağı

  1. Yeterlilik (Competence): Genç bireyler bir şeyleri doğru yaptıkları zaman bunu bilmelidirler ve spesifik becerilerinin geliştirmeleri için fırsatlara sahip olmalıdırlar. 
  1. Özgüven (Confidence): Güven, ailenin ve eğitimcilerin öğrettiği ve beslediği becerilerden ileri gelir. Güven çok kolay sarsılabilir, fakat ulaşılabilir hedefler konarak ve teşvik sağlanarak geliştirilebilir de. 
  1. Bağlantı (Connection): Bir çevreye ait olmak, çocukların kendilerini yalnız hissetmemelerine ve sorunlara yaratıcı çözümler geliştirebilmelerini sağlar. 
  1. Karakter (Character): Çocuk, doğru ve yanlışın ne olduğunu anlamak ister ve ahlaki değerleri takip edecek bir pusulaya ihtiyaçları vardır. Bu, çocukları kaybolmaktan korur. 
  1. Katkı (Contribution): Çocukların kendi yeterlilikleri ölçüsünde başkalrına yardım etmeleri, kendilerinin yardıma ihtiyaç duyduklarında bunu belirtmelerini kolaylaştırır. Çocuk, diğer insanlarla paylaşmanın ne kadar iyi hissettirdiğini anladığı an, kendisi için yardım istemek de kolaylaşacaktır. Ve yardım isteyebilmek, dirençli olmanın önemli bir bileşenidir. 
  1. Başa Çıkabilme Becerisi (Coping): Çocuklar stres seviyelerini düzenleyebilmek için belli mekanizmalar öğrenmeye ihtiyaç duyarlar. Bu stratejiler üstesinden gelinmez olarak görülen problemleri, yüksek kaygı seviyelerinden kurtararak daha aşılabilir boyutlara taşır. Sonuç olarak, direnç, çocukların sahip oldukları enerjiyi daha uzun sürelere yayabilmelerini sağlar. 
  1. Kontrol (Control): Zorluklar karşısında sağlam bir tutum sergileyebilmeleri için, çocuğun dünya üzerinde belli bir seviyeye kadar kontrol duygusuna sahip olması gerekir. Güvende hissetmek çocuğun kontrollü de hissetmesini sağlar.

Yaratıcılık, bahsedilen 7 basamağın sağlanması için bütünleyici parçadır. “Oyun, tam olarak, çocuğun çevresini kontrol edebilmesini ve neler olduğunu anlayabilmesi içindir. Oyun, dirençli bir çocuk yetiştirebilmek için bütünleyici parçadır.” diyor Ginsberg. Çocuklar oyun oynadığı zaman, hata yaparlar ve nasıl düzeltmeleri gerektiğini öğrenirler. Aynı zamanda, ailelerin çocuklarına dair gözlemler yapabilmeleri ve nazikçe onlara rehber olabilmeleri veya paylaşmayı öğretmeleri için eşsiz bir zamandır.

Çocukları sıkı, akademik odaklı programlara mahkum bırakmak, çocukların kendilerini tanımaları ve beklenmedik problemlere karşı savunmasız bırakmak demektir.

Kaynak: http://ww2.kqed.org/mindshift/2013/02/15/how-free-play-can-define-kids-success/

Çeviren: Psikolog Pelin Elitok