Bu kitap ilk kez 1994 yılında Avusturyada, “Hoşçakal Küçük Sığırcık” adıyla yayımlandı. Avusturyalı çocuklarca çok sevilen kitap, kısa sürede tükendi ve ikinci baskıını yaptı. Ayrıca, yine o yıl Avusturyada yayımlanan çocuk kitapları arasında Almanyada en çok satan kitaplar listesinde birinci sırada yer aldı. Ne yazık ki bu kitap, Türk çocuklarına bundan beş yıl sonra ulaşabildi.
Yalvaç Uralın bu çok güzel öyküsüne ünlü çizer Sebastian Barreiro’nun usta işi resimleri de eklenince, korkulukla sığırcığın arkadaşlığı okuyucunun hikayeyi tam da kalbinde hissetmesini sağlamış.
Meraklı sığırcık karın nasıl bir şey olduğunu görmek istediği için havalar soğuduğunda diğer kuşlarla beraber göç etmez. Kendini yalnız hissedip artık gitsem mi acaba dediğinde ise artık etrafında hiçbir sığırcık kalmamıştır. O da bir tarlada tekbaşına sıkılmakta olan bir korkuluğu farkeder. İki yalnızlık buluşunca kış daha kolay geçer. Sığırcık korkuluğun cebine tam de kalbinin olması gerektiği yerdeki cebine girer ve bütün kışın tehlikelerinden korunur. Korkuluk ona sığınacak bir yer ve güven verirken, sığırcık da korkuluğa bir kalp verir adeta…. Ama sonbahar gelip de göçmen kuşlar geri dönünce ne olacaktır?
Bu öykü yakın dostluğun ve paylaşmanın güzelliğini çok hoş bir dille anlatır çocuklara ve büyüklere. Aslında her dostlukta, dostumuzun kalbini ödünç alırız adeta.
Gelişimsel Yaş Aralığı: 5-6 yaş