Hasta ve çok konuşmayan bir anne, iş bulduğunda eve uğramayan bir baba, mutlu olmak isteyen, yıldızlardan bunu dileyen bir çocuk. Acıkıp fırından bir somun ekmek çaldığında üzerine yapışan “hayta” yaftası ile gerçek ismini kendi bile unutmuş ve katıldığı çetede “birisi” olmaya çalışan bir çocuk. Çocuğun hayatı cüzdanını çalmaya çalıştığı adamın ona bir müzik aleti vermesi ile değişiyor…
“Yoksulluk, yalnızca yiyecek ve barınak eksikliği değildir. Yoksulluk, ‘Hiç kimse’ olma duygusudur, kimlik eksikliğidir. Müzikle ilgilenmek, bir orkestrada olmak, bir müzik aleti çalmak veya şarkı söylemek çocuğun özsaygısını geliştirir, onu yoksulluktan çekip çıkarır. Çünkü çocuk, müzik aletini eline alır almaz artık yoksul değildir. Keman çalan bir çocuk yoksul olamaz!”
Bu sözler iktisatçı, müzisyen, yenilikçi ve El Sistema’nın kurucusu olan Venezuellalı José Antonio Abreu’ya ait.
Başarılı bir ekonomist, piyanist ve besteci olan Jose Antonio Abreu, yoksullukla mücadele eden sosyal bir sistem yaratabilmek adına 1975 yılında, El Sistema’yı kurdu. İlk orkestrası, Karakas’ın arka sokaklarında yaşayan 11 çocuktan oluşuyordu. El Sistema, bugün yalnızca Venezüella’da değil, dünyanın birçok yerindeki benzer uygulamalarla yoksul çocuklara gönüllü ve karşılıksız müzik eğitimi vermeyi sürdürüyor. El Sistema’nın Türkiye kolu Barış İçin Müzik Vakfı, kurulduğu 2005 yılından bu yana çocuklara karşılıksız müzik eğitimi verme çalışmalarına büyüyerek devam ediyor. Bunun bir örneğini de; Gül Yılmaz, Ayvalık’ta Zeytin Çekirdekleri projesinde Ayvalık Belediyesinin desteği ile gerçekleştiriyor.
“Hayta” olarak çağırılırken, bir orkestra üyesi olamayı başaran çocuğun öyküsü, El Sistema’ya katılan pek çok çocuğun öyküsünden esinlenerek yazılmış.
Sanatın ve kültürün yoksulluk karşısındaki gücünü ve çocukların müzikle değişen hayatının öyküsünü anlatan çok etkileyici bir kitap.
Gelişimsel Yaş Aralığı: 7-8 yaş