Çocukların Özgüvenleri Düşünülenden Daha Erken Gelişiyor
5 yaşındaki çocuklar, sadece temel şeyleri belki tanıyıp okuyabilirler; fakat kendilik algıları şaşırtıcı bir biçimde gelişmiştir. Son dönemlerde yapılan bir araştırmaya göre, anaokulu çağındaki çocukların özgüveni bir yetişkinin özgüveni kadar güçlü.
2016’nın Ocak ayında Journal of Experimental Social Psychology (Deneysel Sosyal Psikoloji Dergisi) isimli uluslararası dergide yayınlanacak makale, pek çok çocuğun kendileri hakkında olumlu ya da olumsuz duyguları bu yaşlardan itibaren geliştirmeye başladıklarını ve bu geliştirdikleri duyguların hayatları boyunca sabit kalma eğilimi olmadığını söylüyor.
Washington Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan ve araştırmanın birinci yazarı olan Dr. Dario Cvencek, “Özgüvene dair temel kavramlar, bir çocuk 5 yaşındayken çoktan ortaya çıkmış oluyor” diyor. “Bu demek değildir ki hayat olaylarıyla ve olgunlaşmayla özgüvende herhangi bir değişim olmayacak. Özgüvenin deneyimlere bağlı olarak çeşitli değişimlere uğrayabileceğini düşünüyoruz, ve aynı zamanda bu kavramın gelişmesinin düşündüğümüzden daha erken gerçekleştiğini de düşünüyoruz.”
Bu araştırma, özgüvenin çocukluk çağında geliştiği ile ilgili geleneksel psikoloji inançlarını değiştiriyor. Dr. Cvencek, araştırmacıların daha önceleri okul öncesi çağın, bir çocuğun kendisi hakkında olumlu ya da olumsuz bir görüş geliştirebilmesi için çok erken yaşlar olduğunu düşündüklerini söylüyor. “Yeni çalışmamız” diye devam ediyor, “okul öncesi çağındaki çocukların, kendileri hakkında, bir birey olarak global bir fikirleri ve farkındalıkları olduğunu söylüyor. Bu bir ilk.”
Daha önceki çalışmalarda, özgüvenin ölçülmesi, erken çocukluk çağındaki tam gelişmemiş sözel yetiler düşünüldüğünde güvenilmez olarak nitelendirebilecek sözel özbildirim ölçekleri ile gerçekleşiyordu. Bu yüzden kendi araştırmalarında, Cvencek ve ekibi Preschool Implicit Accociation test (PSIAT; Okul Öncesi Örtük Çağrışım Testi) isminde yeni bir ölçek geliştirmişler. Bu ölçek Washington’daki 5 yaşındaki 234 okul öncesi öğrencisine uygulanmış.
Yetişkinler için olan örtük çağrışım testine benzer olarak, örneğin katılımcılara “benlik” sözcüğünün hızlı bir şekilde “güzel” ve ya “çirkin” sözcüklerinden biriyle bağlantılandırması gibi, okul öncesi çağı çocuklarından da belirli objeleri bağlantılandırmaları istenmiş.
Çocuklara, “senin” ve “senin olmayan” olarak iki grupta öğrettikleri pek çok farklı flamalar gösterilmiş. Daha sonra, “iyi” sözcükleri (neşe, mutlu, iyi, güzel) ve “kötü ” sözcükleri (kötü, iğrenç, kaba, berbat) “benim” ya da “benim olmayan” sözcükleriyle bağlantılandırarak bir düğmeye basmaları istenmiş.
Bu testin ve diğer iki farklı örtük çağrışım testinin sonuçları göstermektedir ki, çocuklar iyi özellikleri, kötü özelliklere göre üzerlerine daha çok alıyorlar.
Washington Üniversite’sinde psikolog olan ve çalışmanın yazarlarından biri olan Dr. Anthony Greenwald, “Daha önceleri okul öncesi çağındaki çocukların, kendi iyi özelliklerine dair bir fikir sahibi olduklarını biliyorduk. Artık anlıyoruz ki, bunun yanında bir birey olarak da kendi iyiliklerinin bilgisine bir seviyede sahipler.”
Bunun yanında araştırma göstermektedir ki yüksek özgüven, güçlü cinsiyet kimliği ve kendi cinsiyetinden olan kişilerle yakın olma seçimi ile de bağlantılıdır. Bu demek oluyor ki bir çocuğun özgüveni kişilik oluşumunda da etkilidir.
Artık, özgüvenin erken çocukluk döneminde geliştiğini, ailelerin ve öğretmenlerin sağlıklı bir benlik algısı için neler yapması gerektiğini biliyoruz. Dr. Cvencek’e göre, çocuğun ötekilerle kuracağı samimi ve destekleyici bağlantılar benlik gelişimindeki en önemli faktördür. “Sevildiğini hisseden çocuklar, sevgiyi içselleştirebilirler. Bizim araştırmamız, ilk 5 yılın sağlıklı bir benlik algısı ve hayat üzerindeki etkisinin altını çizmektedir.” diye de ekliyor.
Kaynak: http://www.huffingtonpost.com/entry/early-childhood-self-esteem_us_56390fefe4b0307f2caaec85