Bebek Ayı, annesine Ay’a gidip gidemeyeceğini sorar. Annesi gidemeyeceğini, bunun için bir roketinin olması gerektiğini ayrıca hemen yıkanıp yatması gerektiğini söyler. Oyun oynayacak ve hayalgücü çalışan çocuk için çare çok. Bebek Ayı hemen merdivenin altındaki dolapta bir roket (koli), mutfak tezgahının üzerinde bir uzay başlığı (kevgir), paspasın üzerinde bir çift uzay çizmesi (lastik çizme) bulur. Yanına yolculuk için biraz yiyecekle tüylü ayısını da alıp bacadan dışarı uçar. Gökyüzünde yükselir, yükselir… Yolda rastladığı baykuş da ona katılır. Bir uçakla karşılaşırlar. Yolcular onlara el sallar. Bebek Ayı’nın roketi daha da yükselir. Sonunda Ay’a varırlar.
Ama burada ne birileri vardır, ne de ağaç. Ay biraz sıkıcıdır aslında. Oturup piknik yapmaya karar veririler. Yiyecekleri bitince geri dönerler. İnerler, inerler… Bebek Ayı sonunda evlerinin bacasından, üstü başı kurum içinde güm diye salonun ortasına iner. Bayan Ayı gelip onu alır ve doğruca banyoya götürür. Bebek Ayı yıkanırken annesine roketiyle nasıl Ay’a gittiğini anlatır. Annenin aklı realitededir çocuğun aklı ise “havalardadır”. Aradabir annelerin de aklı havalanınca daha iyi iletişim kurulduğunu söylemeye gerek yok sanırım….