Gezici
Genellikle bu süreçte bebekler emeklerler. Bazıları yürürler, bazıları da kendilerini destek alarak ayağa kaldırabilirler ve mobilyalara tutunarak yürüyebilirler. Bu yeni pozisyona ulaşmaları ile birlikte, bebeklerin artık yeni bir dünya görüşü vardır. Sürekli yeni şeyler yaparlar ve daha önce göremedikleri ve dokunamadıkları şeyleri keşfederler. Bu keşifler ebeveynler için yorucu olabilir ama hatırlanmalıdır ki bu tür davranışlar bebeğin çevresi hakkında bilgi edinmesini sağlar. Bebekler, tamamen hazır olmadıkları deneyimlere kalkışabilirler ve sonrasında ağlayarak ebeveynlerini onları kurtarmaları için çağırabilirler. Güvende olduklarını hissetmek için sürekli olarak ebeveynlerinin rehberliğini isterler.
Bu süreç boyunca bebekler çevrelerini ve onlarla birlikte olanları daha fazla keşfetmek isterler. Yakın olarak gözlem altında olmaları gerekir çünkü neyin kendileri ve çevredekiler için zararlı olup olmadığını bilemezler. Bu gibi durumları deneyimleyerek ve nazik bir şekilde öğretilerek kavrarlar. Bazı şeyleri öğrenmek, çevresindekiler için zor olabilir. Örneğin, bebekler genellikle birinin saçı çekildiğinde canlarının acıdığını anlamazlar. Bu durum onlara basit, açık ve sakin bir şekilde açıklanmalıdır. Ebeveynler, bebeklere birinin canını acıttıklarında daha iyi hissetmeleri için ne yapmaları gerektiğini öğretmelidir. Bebekler, başkasının canını yaktığını, duygular ile yüz ifadeleri arasında ilişki ebeveynler tarafından çocuğa anlatıldıktan sonra, diğer kişinin yüz ifadelerinden anlayabilirler. Nazik bir şekilde başkasına dokunmak öğretilmesi gereken değerli bir derstir ve bebek bu davranışı kendiliğinden göstermeden önce defalarca görmesi gerekir.
Artık bebekler hareket halindedir ve nereye gideceklerine kendileri karar verebilir. Eğer ilginç bir obje görürlerse, ona doğru gitmeye çalışırlar. Artık ilginç objeleri getirmeleri için yetişkinlere ihtiyaçları yoktur. Artık çevrelerini keşfetmeyi kendileri başarabilirler. Fakat unutulmamalıdır ki bebeği güvende tutmak ebeveynlerin görevidir. Bebek, neyin güvenli olup olmadığına dair bir hayat deneyimine sahip değildir. Tamamen meraklarının onları motive etmesiyle etraflarını keşfederler. Bunun yanında, bu bebeğin öğrenme şeklidir.
Bebekler, en güzel çevrelerindeki nesnelerle ve kişilerle etkileşime girerek öğrenirler. Bu yaşlarda, genellikle görüş alanlarının içinde bir yetişkinin olmasını isterler. Eğer ki ebeveyn mutfağa gider ve bebeğin görüş alanından çıkarsa, bebek onu takip eder. Bebeğin yetişebileceği bir hizada, için güvenli objelerle dolu bir raf ya da çekmece, ebeveyn mutfakta işlerini hallederken, bebeğin oynayabileceği mükemmel bir alandır. Bebekler, sonrasında ne olacağını merak edip öğrenmeye başlarlar. “Bunu bu şekilde de atarsam aynı şey olur mu?”, “Kaşığı masaya vurmak nasıl bir ses çıkartır?” gibi soruların cevaplarını merak ederler. Bu soruların cevaplarını ise en güzel deneyimleyerek alırlar. Her şeyi merak ederler ve her şey deneyimleyemeye değerdir onların dünyasında. İlk başta rastlantı eseri denemeye başlarlar. Yaptıkları şeyi biraz biraz değiştirerek defalarca tekrarlarlar. Bir süre sonra ne olacağını bililer ve bir adım sonrasını planlamaya başlarlar. Unutmamak gerekir ki sinir bozucu olmaya çalışmıyorlar, sadece merak ediyorlar ve öğrenmeye çalışıyorlar!
Neden-Sonuç İlişkisi, çocuk istediği bir etkiyi yaratabilmek için bir objeye ya da kişiye niyetli bir şekilde etki etmesiyle öğrenilir. Çocuk, bu noktada küçük bir bilim adamı gibidir, objelerin ve kişilerin görme, duyma, koklama ve dokunma yolu ile niteliklerini keşfederler. Deneyimleme ile çocuk objelere ve insanlar dair yeni şeyler öğrenir.
Kendilik Algısı – Bu yaşta bebekler, dikkatli bir gözlemci ve taklitçidir. Hayatlarındaki yetişkinleri izleyerek kendileri hakkında ve başkalarıyla ilgilenmek hakkında yeni şeyler öğrenir. Farkında olmadan, ebeveynler çocuğa kendi davranışları yoluyla pek çok şey öğretir. Bebekler yetişkinlerden öğrendikleriyle, başkalarına nasıl davranmaları gerektiğini kavrar. Ebeveynlerin nasıl rahat hissettirdiğini, bakım verdiğini ve beslediğini izlerler ve bunları kendi oyunlarında uygular. Bu durumu genellikle en sevdikleri oyuncaklarıyla oynarken görebiliriz.
Sosyal Referans Alma, bebek belirsiz bir durumda artık ebeveyninin tepkisine güvenip, bu tepkiyi kendi deneyimi için kullanmaya başladığında, yani 8-10 aylıkken başlar. Örneğin, yeni birisiyle tanıştığında, annesinin duygusal ifadesine bakıp, kendi tutumunu bu ifadeye göre belirlemek gibi.
Fiziksel – Muhtemelen bu dönemde bebeğin geliştirdiği en büyük beceri yürüme konusunda ustalaşmaya çalışmasıdır. Oturmak, yuvarlanmak, emeklemek, ayakta durma pozisyonu için kendini yukarı çekmek ve eşyalara tutunarak yürümek, sonunda bağımsız yürümeye gidecek sürecin bir parçasıdır. Bu yaşta, bebekteki ilerlemeler günden güne değişiklik gösterir. Güvenlik, önceliktir. Ebeveynler, çocuğun bir sonraki adımda ne yapabileceğini tahmin etmelidirler ve bebeği güvende tutmalıdırlar.
İlişkiler – Ebeveynler ve bebekler birbirlerine karşı güçlü bir bağlılık geliştirirler. Kısa bir süre için de olsa, ebeveynin bebekten uzaklaşması, bebeği huzursuz hissettirir. Bebekler hoşnutsuzluklarını farklı şekillerde gösterirler. Bazıları ağlar, bazıları ise birkaç dakika üzgün görünürler ve sonrasında oyuncaklarıyla oynamaya devam ederler. Bebeğin tepkisi ne olursa olsun, ebeveynin giderken hoşçakal demesi ve döneceğini söylemesi çok önemlidir. Bebekler ne söylendiğini tam olarak anlayamazlar ama ‘hoşçakal’ı hissederler. Bu yüzden ebeveynlerin her daim hoşçakal demesi, döneceğini söylemesi ve söyledikleri zaman dönmesi çok önemlidir. Bu durum, bebeğin güven duygusu geliştirmesine ve ayrılıklarla daha olumlu bir şekilde baş edebilmesini sağlar. Ebeveynleri gitse de geri döneceklerini, çünkü geçen sefer böyle olduğunu düşünürler. Bu yaşlarda, bebeği iyi bildiği birisiyle bırakmak daha iyi olur. Tanışıklık, bebeğin ayrılıklara daha kolay uyum sağlamasını sağlar.
Anlama – Bebekler etraflarındaki insanların ne yaptıklarını dikkatlice izlerler ve onları taklit ederler. Eğer ki bir tepki alırlarsa, aynı davranışı tekrar yaparlar. Taklit ve tekrar çocuğun pek çok yeni davranış öğrenmesini sağlar.
Taklit, çocuk başkasının davranışını kopyaladığında olur. Davranışını kopyaladığı kişi ortamda yoksa, bu ertelenmiş taklit olur. Bu, çocuğun hatırlama ve yaşadıklarını zihninde tutma becerisi olduğunu gösterir.
İletişim – Bebekler bu yaşta, basit sözcükleri anlamaya başlarlar ve kullandıkları dildeki sık kullanılan sesleri çıkarmaya başlarlar. Vücudun bölümlerini bebeğin vücuduna dokunarak göstermek, bebeklerin sözcükler ve objeler arasındaki bağlantıları kurmasına yardımcı olur. Vücut bölümleri hakkında oyunlar oynamak, yürüyüşlerde, alışverişlerde görülen şeyler ile ilgili konuşmak, şarkı söylemek, basit kitaplar okumak bebeğin yeni sesler öğrenmesine ve birkaç ay sonra sözcükleri çıkarmasına olanak sağlayacaktır.