Berra, onu sevecek, pasta alacak, ıslık çalmayı öğretecek ve arada bir de harçlık verecek bir dedesi olsun istemektedir. Ama böyle bir dedeyi nerede bulacağını da bir türlü bilemez. Yardımına arkadaşı Ulf yetişir. Berra’ya huzurevinden bir dede bulur. Berra ve Ulf, buldukları dedeye torunu için neler yapması gerektiğini anlatırlar. Ama Berra için neler yapılacağının yanında, çocuklar da dede için de bir şeyler yapma arzusu duyarlar.

Dedenin onlara ölmüş eşinin ipek şalından uçurtma yaptığı sahne çok güzeldir. Dede eşinin en çok sevdiği “ıslık çalabilir misin Johanna” şarkısını ıslıkla mırıldanır ve Berra’ya  ıslık çalmayı öğretmeğe çalışır.

Çocuklar da dedeye bir doğumgünü yaparlar, Kiraz ağaçlarından meyve çalarak aynen dedenin çocukluğundaki gibi. Günler geçer tam da Berra ıslık çalmayı öğrenmişken hevesle huzurevine gittiklerinde dedenin odasını boş bulurlar.

Yaşlı bir insanın hayatındaki en büyük acının zamanın akışına şahitlik eden insan bulamamak olduğunu düşünecek olursak bu dedenin son günlerinde yaşadığı mutluluğu hayal edebilirsiniz ya da kitabı okuyup ilk elden hissedebilirsiniz.

Ayrıca bu kitap çocuğun ölümle yumuşak bir şekilde tanışabilmesi için güzel bir fırsat olabilir. Ölümü yaşamın doğal bir sonucu olarak gösterirken, vedalaşmayı da sakince işlemektedir. Söz ölüme gelmişken “Ördek Ölüm ve Lale” adlı başka güzel bir kitabın,  ölümü daha çok çocuk üstünden işleme cesareti göstererek önemli bir iş yaptığını da söylemek isterim. Çocuklara ölümü anlatmak için okunabilecek kitaplar arasında bunu da saymak gereklidir bence.

Islık Çalabilir misin Johanna? İsveç’in en prestijli ödülü olan August Ödülü’nün yanı sıra, birçok uluslararası ödüle de layık görülmüştür, kısa bir kitap olmasına rağmen filme çekilerek İsveç’de her noelde gösterilen klasik bir film halini almıştır.

 

August Ödülü Jürisi bu kitabı; “Neşe, sevinç, sevgi ve hüznün içiçe geçip, yaşam çığlığına dönüştüğü şiir gibi bir kitap.” olarak tanımlar.

Gelişimsel Yaş Aralığı: 7-8 yaş