1. Hafta
1) Bebeğinizi görsel oyunlara katın
Beyin görüntüleri yeni doğanın beyninin görsel kısmının oldukça aktif olduğunu göstermiştir. Bu kısım miyelinlenmiştir; ancak korteksin geri kalan kısmının çoğu henüz miyelinlenmemiştir. Bu da bebeklerin çok erken dönemden itibaren, özellikle insan yüzlerine karşı, görsel olarak iyi bir gözlemci olduğunu açıklıyor.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
“Bebeğinizin gözleriyle yüzümü nasıl takip ettiğine bakın, bu işte çok iyi. Bebeğinizin görüşünün gayet iyi olduğunu ve en iyi bir adım uzaktaki şeyleri gördüğünü biliyor muydunuz? İnsan yüzlerine özellikle sizin gözlerine bakmaktan çok hoşlandığını biliyor muydunuz? Bebekler, gözleriniz gibi, karanlık ve aydınlık sınırlarına bakmayı tercih ederler.”
“Özellikle ona yemek yedirirken yüzü sizin yüzünüzden yaklaşık bir adım uzakta olduğunda dikkatini size verdiğini görebilirsiniz. Dikkatini verdiğinde anlayabilirsiniz çünkü tüm bebekler gibi bir şeye gerçekten dikkat ettiğinde diğer her şeyle ilgilenmeyi bırakır. Bu nedenle yüzünüze gerçekten kilitlendiğinde emmeyi bile bıraktığını göreceksiniz.”
2)Bebeğinizle konuşun (Duyma ile ilgili muayenelerde ev ödevi olarak da verilebilir)
Bebeğinizin beyni aktif olduğunda gelişebilir. Üç aylık olduğunda, bebeğin beyni, içinde anadilinde yer almayan kelimelerin de olduğu birkaç yüz farklı kelimeyi ayırt edebilir. Araştırmalar kendisiyle konuşulan bebeklerin 2 yaşına geldiklerinde, anneleri kendileriyle nadiren konuşan bebeklere oranla 300 kelimeye kadar daha fazla kelime öğrendiklerini göstermiştir. Beyin, tekrar tekrar duyduğu kelimeleri düzenler ve bu kelimeler arasında bağlantılar kurar. Böylece günlük hayatının bir parçası olan bu kelimeleri (ismi, anne, baba, “iyi geceler öpücüğü”…) tanımaya başlar. Kelimelerin tekrar edilmesi işitsel kortekste bağlantılar oluşturur. Beyin, dili etkili bir şekilde öğrenmek için işitsel bir harita oluşturmaktadır.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Pek çok yetişkin küçük bir bebekle konuşurken kendini garip hisseder. Sonuçta, bebek ne dendiğini anlayamaz ya da karşılık veremez. Ancak, bebeklerin gerekli dil becerilerini geliştirebilmeleri için, etkileşim kurmaya ve insanların onlarla gördükleri ya da yaşadıkları şeyler hakkında konuşmasına ihtiyaçları vardır.
Beynin konuşmanın akışı sırasında konuşmayı anlamlı parçalara ayıran kısmı, bebekler konuşmaya başlamadan çok önce, konuşmalarda aktif katılımcı olan, agulayan, gülümseyen bebekler tarafından düzenlenir.
Bebeğinizle alış-veriş sırasında ne aldığınızı, araba kullanırken ya da otobüste giderken neler gördüğünüzü konuşmanız beyninin dille ilgili kısmını geliştirecektir.
Bebekler fazla konuşmayla çok çabuk aşırı uyarılma yaşayabilirler. Bebeğinizin size nasıl tepkiler verdiğini izleyin. Eğer gülümseyip odaklanmış olarak kalırsa ve daha fazlasını bekliyor gibi gözükürse “sohbetinize” devam edin. Ancak, ilgisini kesmeye ve kısa bir süre için başka taraflara bakıp sonra tekrar odaklanmaya ihtiyacı olabilir.
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
2. ay
1) Kafasının çevresinin ölçümü
Bebeğin beyni her zamankinden daha hızlı büyümektedir. Bir yaşına geldiğinde doğduğu zamankinden %35 daha büyük; üç yaşına geldiğinde de %50 daha büyük olacaktır. Altı yaşına geldiğindeyse neredeyse bir yetişkinin ki büyüklüğünde olacaktır. Bu nedenle kafasının çevresi beyin gelişimini izlerken önemlidir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Kafasının gelişiminin, beyin gelişimine eşit olduğunu hatırlayın. Bebeğiniz şapkalarına sığamadığında bu aynı zamanda yeni yetenekler geliştirdiği anlamına gelmektedir.
Daha fazla her zaman daha iyi anlamına gelmez. Kafasının büyüme hızı normal olduğu sürece bebeğin beyin gelişimi normaldir.
Sadece beyin büyümez; aynı zamanda beynin içindeki bağlantılarda son derece hızlı bir şekilde büyümektedir. Bebeğinizin yeni beceriler kazanmasında boyut ve karmaşıklığın birleşimi etkilidir.
2) Beynin gelişimi koruması ve desteklemesi için refleksleri kullanması
Asimetrik tonik boyun refleksi gelişimi hem destekler hem de engeller. Çok küçük bebeklerin yeterince olgunlaşmadan yuvarlanmalarını engelleyen güvenlik mekanizması olarak işlev görür. Asimetrik pozisyon, kolu kullanarak yuvarlanmayı engeller.
Adım atma refleksi döllenmenin 37. haftasında ortaya çıkar ve 2-4. aylarda ortadan kalkar.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Asimetrik tonik boyun refleksi uzanma davranışının gelişimini ve “elini tanımayı” destekler. Bebek gözleriyle bir nesneyi izleyip kafasını nesnenin yönüne doğru çevirdiğinde bu hareket, kolunun da nesneyle aynı yöne doğru yönelmesine ve bebeğin gördüğü nesneye uzanmasına, bu sırada elini keşfetmesine neden olur.
Bebek uzanma becerisini ve etrafındaki nesneleri kavramak için ellerini kullanmayı daha düzenli bir hale getirdikçe beyni bebeğin gördükleri ve gördükleriyle yaptıkları arasında bağlantılar kurar. Çıngırak gördüğünde, ona doğru uzanırken elini sallamaya başlar, nesnenin ne yaptığını bildiğini göstermektedir. “Salladığımda ses çıkartan şey çıngıraktır.”
Adım atma refleksi, çocuğun 9-15. aylarda beyin gelişimi uygun seviyeye geldiğinde başladığı yürüme yeteneğinin temeli olarak tanımlanabilir. Bu refleks, beyindeki temellerin daha sonraki gelişimi nasıl etkilediğinin canlı bir göstergesidir.
3) Çocuğun gelişen görsel becerilerini desteklemek
Bebek üç dört aylık olduğunda görme yeteneği bir yetişkininkiyle aynı olacaktır.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
“Önümüzdeki bir kaç ay içerisinde uzakta olan nesneleri nasıl takip edebildiğini göreceksiniz.”
“Artık, gördüklerini, duydukları, tattıkları ve hissettikleriyle bağdaştırmayı öğrenecektir. Buna ‘duyusal bütünleşme’ denir. Beslenme ‘duyusal bütünleşme’ deneyimlerinin en son noktasıdır çünkü görsel, işitsel, tat, koku, dokunma uyaranlarını aynı anda almaktadır- hepsini sizinle olan sıcak ve sevgi dolu etkileşimle yaşar ve bu, en iyi türden beyin uyarılmasıdır.
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
2. Hafta
1) Bebeğinizin kafasını koruyun.
Beyin çok yumuşak ve süngerimsidir; sert kafatası beynin zarar görmesini engeller.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Boynu kafasının ağırlığını taşıyabilecek duruma gelinceye kadar başını elinizle destekleyin; herhangi bir destek olmadan kafasının geriye doğru gitmesine engel olmaya çalışın.
Pek çok aile ve bakıcı, bebeği, başlarının üstünde tutmaktan, yukarı doğru hoplatmaktan, sağa sola doğru sallamaktan çok hoşlanır. Eğer bunlar sürekli ve sert bir şekilde yapılırsa bebeğin beynine zarar verebilir.
Eğlenmek için ya da kızgınlıktan; her ne sebeple olursa olsun asla bebeği sert bir şekilde sarsmayın. Bebeği sarsmak beynin sallanmasına ve kafa tasına çarparak eziklerin oluşmasına neden olur.
Bazen anne babalar ve diğer bakıcılar sürekli huysuzluk yapan ya da ağlayan bebeğe sinirlenerek durmasını sağlayabilmek amacıyla bebeği sarsarlar. Sinirlendiğinizi ya da sabrınızın tükendiğini hissettiğinizde eşinizden yardım isteyin ya da bebeği beşiğinde bırakıp birkaç dakikalığına ara verin. Bir arkadaşınızı arayarak gelip yardım etmesini isteyin.
2) Bıngıldaktan Korkmayın
Bıngıldak (fontanel), birleşmemiş kafa tası kemiklerinin birbirine yaklaştıkları, ancak birbirlerine bağlanmadıkları bölgedir. Kemikler arasındaki bölge (bıngıldak), beyni koruyan sert maddeyle belirlenmiştir. Kemiklerin birbirlerine bağlı olmaması beynin herhangi bir engel olmadan büyümesine imkan verir (Eğer kemikler birbirine bağlanmış olsaydı, kafa tası büyüyen beynin gelişimine engel olurdu.).
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Bıngıldakla ilgili soruları açıklığa kavuşturun: “Burası kemiklerin henüz bir araya gelmedikleri bölge. İşte burada, hafifçe dokunun. Tedirgin olmayın, dokunarak bebeğinizi incitmezsiniz! Onu temizleyin, yıkayın, ne isterseniz yapın, sorun değil!”
Bıngıldağın neden orada olduğunu açıklayın: “Bebeğinizin kafa tası kemiklerinin birbirlerine kaynaşmamış olmaları iyi bir şeydir. Beyni büyüdükçe, kemiklerin de genişlemesi gerekir. Eğer bıngıldak olmasaydı kemikler beynin büyümesini engellerdi. Önümüzdeki birkaç sene içinde bebeğinizin beyni tüm hayatının en büyük gelişimini yaşayacaktır. Beynin büyümesi daha gelişmiş ve daha aktif bir beyin demektir. Yani bıngıldak bize bebeğinizin beyninin gelişeceğinin ve bu gelişimin neredeyse tamamı gerçekleşene kadar kemiklerin birbirlerine kaynaşmayacağını hatırlatır.
3) Bebeğinizi tutarak ve sallayarak ona sevgi ve rahatlık verin
Sıcak, karşılık alabildikleri ve tutarlı bakım gören bebekler duygusal anlamda bakıcılarıyla güvenli bir ilişki geliştirirler. Daha sonra, kalp atışlarında ve hormonal dengelerinde değişiklik yapan onlara korku veren olaylarda bu ilişkilerini tampon olarak kullanabilirler. Üzgün olduklarında kendilerine sarılan ve tutan insanlar olduğu zaman çocuklar daha kolay sakinleşebilirler. Hassas ve çocuğa karşılık veren bir bakım, çocukların günlük hayatta karşılaşabilecekleri stres yaratan olaylarla daha etkili bir şekilde baş edebilmelerini sağlar.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Bir bebeği tutarak, rahatlatarak ve ihtiyaçlarını karşılayarak şımartmış olmazsınız. Güvenli bir ilişki ve sallamak, şarkı söylemek ve konuşmak gibi sevgi ve rahatlık veren etkileşimler, sağlıklı beyin gelişimi için destekleyici bir ortam yaratır.
Bebek, annesinin sesini duydukça ya da babasının dokunuşlarını hissettikçe, sinaptik bağlantılar güçlenir. Sevmek, rahatlatmak, oyunla gelen etkileşimler bebeğin beyin gelişimi için sağlıklı bir ortam yaratır.
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
4.ay
1) Değişen Uyku Düzeni
Yetişkinlerin rüya gördükleri REM uykusu ve rüya görmedikleri REM dışındaki uyku evrelerini yaşadıkları kalıplaşmış bir uyku düzenleri vardır. Ancak bebeklerin böyle bir uyku düzenleri yoktur. Yeni doğanın beyni ayrım yapabilecek olgunluğa ulaşmadığından bebek garip zamanlarda uyanır. Üçüncü ay civarında bebeğin uyku düzeninde bir şeyler değişir. EEG’ye bakıldığında yetişkinlerin uyku düzeninin ortaya çıkmaya başladığı görülür. Bu dönem civarında pek çok bebek gece boyunca aralıksız uyumaya başlar.
Bu ‘biyo-davranışsal’ değişim önemlidir ve kendisini başka şekillerde de gösterir. Bebekler dünyaya karşı çok duyarlı hale gelirler (Ünlü çocuk psikiyatristi Margaret Mahler bu durumu “yumurtadan çıkmak” (hatch) olarak adlandırmıştır.). Hareketleri daha kolay tahmin edilebilir hale gelmiştir, görme, duyma ve dokunma yetileri daha duyarlıdır. Daha kolay teselli edilebilirler. Çok basit şekilde de olsa hayatla ilgili hipotezler kurmaya başlamışlardır. Bu, beynin daha üst düzeyde gelişimi ve bebeğin yaşadığı deneyimlerle beraber gelen şaşırtıcı ve büyük bir gelişmedir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Artık geceleri daha uzun sürelerde uyuyor olması harika değil mi! Bu, bebeğin beyninin gelişmekte olduğu, yeni doğandan çok, bir yetişkinin ki gibi olmaya başladığı anlamına gelir. İlk zamanlar uykusunun ne kadar düzensiz olduğunu hatırlayın ama artık bir düzene girmeye başladı. Böyle bir düzen ortaya çıkıyor çünkü bu beynin gelişimine daha üst düzeyde anlama, düzenleme ve işleyiş becerileri kazandırmaktadır.
- Beyninin ne kadar iyi geliştiğiyle ilgili başka kanıtlar da göreceksiniz. Ne kadar dikkatli olduğunu izleyin, diğer insanların yanında nasıl daha sosyal ve olumlu olduğunu görün. İnsanları hala eşyalardan daha çok seviyor. Aslında bu dönem insanlarla beraber olmadığında depresif olacağı bir dönemdir.
- Bu dönemde dünyayı yeni yeni anlamlandırmaya başlamaktadır. Her şeyi daha yakından incelemeye başladığını göreceksiniz. Kaslarını daha iyi kullanmaya başlamıştır ve nesnelere ulaşmak için çabalamaktadır. Tüm bunlar, hayatla ve çevresiyle olan daha düzenli, gelişen ilişkisinin bir parçasıdır.
- Bu çeşit bir ‘biyo-davranışsal değişim’ bize bebeklerin nasıl geliştiklerini gösterir. Bazen, farklı gelişim alanlarında çok hızlı değişimler yaşanıyormuş gibi gelir. Bu, birdenbire ortaya çıkıyormuş gibi görünebilir ama aslında beynin farklı hızlarda gelişen farklı bölgelerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan gelişmelerdir.
2) Katı Yiyeceklere Başlamak
Ağız hareketlerinin daha iyi kontrol edilebilmesiyle bebekler artık pratik yaparak daha koordineli bir şekilde emip çiğneyebilmektedir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Bebeklerin dillerini daha az itmeyi ve yemeği ağızlarına aldıklarında aynı hızda çiğnemeyi öğrenmeleri gerekmektedir. Bu ilk başta boğazına yemek kaçmasına ve tükürmesine neden olabilir.
- Bebeklerin katı gıdaları yemeyi öğrenmeleri ve beyinlerinin bu yeni duruma alışması için pratiğe ihtiyaçları vardır.
- Bebeklerin bu yeni ortaya çıkan beceriyi çalışabilmeleri için katı yiyecekleri biberondan değil kaşıktan almaları önemlidir.
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
6.Ay
1) Bebekler neler yapmaktan hoşlanır
Bebeklerin beyinlerini organize edebilmeleri için gerekli olan egzersizler günlük hayatlarında gerçekleşen banyo yapmak, beslenmek, bez değişimi gibi deneyimlerdir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Günlük bakımla ilgili aktiviteler boyunca parmaklarıyla oyunlar oynayın, vücudumuzun parçalarıyla ilgili şarkılar söyleyin, ce-e oynayın.
- Banyo yaparken vücudun parçalarını (kol, bacak vs.) göstererek isimlerini söyleyin, yemek sırasında yemeklerin isimlerini söyleyin ve yemekleri tanıtın.
- Günlük aktiviteleri bir rutine oturtun böylece bebek bir sonraki adımda ne olacağını tahmin etmeye başlayabilir. Örneğin dışarı çıkacağınız zaman ona paltosunu getirin, banyo yapma zamanı geldiğinde ona hep aynı şarkıyı söyleyin vs.
Duygular bebeklere beyinlerinin gelişmek için ihtiyaç duyduğu deneyimler için yol gösterir. Beyin ihtiyaç duyduğu bir şeyi alırken bebek merak, ilgi ve sevinç duyar. Bebeğin yüzünde, özellikle anne ve babasının yüzlerine karşı, zevk ve heyecan görülmektedir. Beynin yeni ve daha fazla uyarıma ihtiyacı olduğunda bebek sıkılır; beyin fazla uyarıldığında bebek sıkıntı duyar ve mutsuz olur.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Bebekler eğleniyor gözüktüklerinde beyinleri için doğru besini alıyorlar demektir. Bebeğinizin verdiği işaretleri izleyin, neleri yapmaktan hoşlandığını gözlemleyin ve bunları onunla beraber yapın.
- Bakmak ve incelemek için ilginç şeyler verilerek beyinlerinin beslenmesine imkan tanınan bebeklerin beyinleri araştırmaya daha meraklı olarak gelişirler. Öğrenmeyi seven beyinler geliştirirler.
- Bebekler, el çırpmak, ce-e, saklambaç gibi tekrarlardan oluşan oyunlardan hoşlanırlar. Tekrarlar yetişkinler için zor ve sıkıcı olabilirken çocuklar için çok heyecanlandırıcıdır, onlara belirli hareketleri beklemeyi ve bir sonraki adımda neler olacağını tahmin etmeyi öğretir.
- Altı aylık bebekler dahi onlara kitap okunmasından ve mukavvadan yapılma kitapları ellerinde tutmaktan çok hoşlanırlar. Diğer bebekler, hayvanlar, kamyonlar gibi bildikleri nesnelerin parlak ve renkli resimlerine bakmaktan çok hoşlanırlar. Kitapları ağızlarına sokmaktan, bir yetişkinin kucağında oturup kısa da olsa hikaye dinlemekten çok hoşlanırlar.
2) Emeklemek
Beyindeki miyelin kılıfının oluşması süreci ilerledikçe ilk dönemdeki reflekslerin oluşturduğu kalıplar değişmeye başlar. Genetik kodlarla birleşen bebeğin hareketleri, gelişimi ve istem dahilinde ortaya çıkan hareket için gerekli temeli destekler.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Tekrar ve pratikle, kasların gücü ve istemli kontrol artarak bebek daha karmaşık koordineli hareketleri ( vücudunu yukarı kaldırarak sürünmekten emeklemeye geçmek gibi) yapabilmeye başlayacaktır.
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
9.Ay
1) Nesne Devamlılığı ve Ayrılık Kaygısı
Pek çok anne babanın çocuklarının uyku zamanı geldiğinde ya da yanlarında tanıdık başkası olduğu zaman bile kısa süre için odadan ayrıldıklarında ağlamaları konusunda endişeleri vardır. Bu dönem nesne devamlılığı hakkında konuşmak için uygun bir zamandır. 9. ay civarında, bebeğin beynindeki hafızayla ilgili alanlar nesne görülebilir olmadığı zamanlarda da bebeğin kafasında görüntüsünü saklayabileceği şekilde gelişir. Bu durumu, bebeğin ilgilendiği nesneyi bir kumaşın altına koyduğunuzda bebeğinizin nesneyi nasıl bulduğunu izlediğinizde görebilirsiniz. Bebeğiniz sevdiği oyuncaklarını aklında tutabildiği gibi anne babasını ve diğer sevdiği bakıcılarını da aklında tutabilir ve bir anlığına bile olsa odadan dışarı çıktıkları zaman onları özler. “Gözden ırak olan gönülden de ırak olur” sözünün geçerli olduğu zamanlar sona ermiştir. Beynin hafıza merkezlerinin gelişmesi “sizi özleme” deneyimini hatırlamasına imkan verir; beyinde “bilme” ve “hissetme” arasındaki bağ kurulmuştur.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Bebeğiniz siz odadan ayrıldığınızda ağlayabilir ya da sizi her yerde takip etmeye çalışabilir. Bazen kendinize ait bir alanınız kalmamış gibi hissedebilirsiniz, sürekli olarak bacaklarınıza dolanan bir bebeğiniz vardır. Bu, anne babalar için engelleyici ve sinirlendirici olabilir ancak bebeğinizin görünürde olmayan nesneleri hatırladığını da gösterir aynı zamanda. Daha önceleri “gözden ırak olan gönülden de ırak olurken” artık siz gözden uzak olduğunuzda bebeğiniz bunu hatırlamakta ve sizi özlemektedir. Bebeğinizin sizin hala etrafta olduğunuzu bilmesi için ona seslenmeye çalışın.
Eğer yatağına yatırdıktan sonra ağlarsa geri dönüp hafif hafif sırtına vurarak sakinleştirebilir ve sonrasında odadan ayrılabilirsiniz. Yakınında battaniye ya da oyuncak hayvan gibi sevdiği bir eşyanın olduğundan emin olun böylece kendisini sakinleştirebilir ve uykuya dalabilir.
Bebeğiniz onu büyükannesine, bakıcısına ya da kreşe bıraktığınızda da ağlayabilir. Bebeğinizin siz paltonuzu giymeye başlar başlamaz itiraz etmeye başladığını gördüğünüzde, bırakmak zor olur. Yaşadığı tekrarlar sonucunda hoşça kal demenizin dışarı çıktığınız anlamına geldiğini öğrenmiştir. Dışarı çıktığınızda onunla olmayacaksınız ve bu nedenle kendini kötü hisseder.
Bebeğinizin duygularını tanıyın ve hislerini tanımlayın. “Anne/Baba işe gitmek zorunda olduğunda kendini kötü hissediyorsun. Seni özleyeceğim. Yemekten/Uykudan sonra seni göreceğim ve beraber eve gidip oyun oynayacağız”. Bebek ayrılıklarla özellikle de günün sonunda tekrar birleşmeyle sonuçlanan ayrılıklarla baş etmeyi öğrenmektedir. Başarılı bir şekilde negatif duygu durumundan pozitif duygu durumuna geçişi sağlayabildiği deneyimler yaşamak küçük çocuklarda dayanıklılığı inşa eder.
2) Nesne Devamlılığı ve Yabancıdan Korkmak
Pek çok anne baba eskiden yabancılara karşı oldukça arkadaş canlısı olan çocuklarının birden bire yabancılardan korkmaya başladığını fark eder. Bu durum anne babalara şaşırtıcı gelebilir ve bazen tuhaf olabilir. Ziyarete gelen büyükanne ve büyükbaba torunları onlara yüz çevirdiğinde ve çok çabuk bir şekilde yaklaştıkları zaman ağladığında şaşırıp üzülebilirler. Bebek bu şekilde davranmaktadır çünkü artık bildiği ve güvendiği bakıcılarıyla diğer insanları ayırt edebilmektedir. Beynin frontal korteksindeki, duyguları düzenleyen, düşünme ve planlamayla ilgili olan alanların gelişmesi muhtemelen bu davranışlarının temelini oluşturmaktadır. Aynı şekilde nesne devamlılığı da bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Bebek tanıdık bakıcıları aklında tutabilmekte ve diğer insanların görüntüleriyle tanıdığı insanların görüntülerini karşılaştırmaktadır. Hafızanın gelişmesi ve tekrarlanan deneyimler iyi bildiği insanları bilmediklerinden ayırt etmesine yardım etmektedir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Emeklemek gibi yeni ana motor beceriler bebeğin ilk kez anne babasından ya da bakıcılardan uzaklaşmasına imkan tanımaktadır. Bebekler bakıcılarından kısa bir mesafe uzakta “kendi başlarına” olmaktan hoşlanabilirler. Omzundan arkaya bakıp sizin çok uzaklaşmış olduğunuzu ya da yabancı insanların kendisine çok yaklaşmış olduğunu görürse size tekrar emekleyerek geri dönebilir ya da kendisini rahatlatmanız ve duygularını düzenlemesine yardım etmeniz için sizi çağırabilir. Giderek artan kendini düzenleme becerisi bebeğin kendi rahatını sağlamasına, ihtiyaç duyduğunda sarılmak için bakıcısına giderek ya da sevdiği oyuncağa sarılarak kendini sakinleştirmesine yardım etmektedir.
3) Güvenlik ve İnce Motor Beceriler
9. aya gelindiğinde pek çok anne baba bebeklerinin güvenliğini sağlamanın tüm aile için önemli bir konu olduğunun farkındadır. Merdivenlerin tutulması ve dolapların sıkıca kapatılması ailelerin alması gereken güvenlik önlemlerinin oluşturduğu uzun listenin sadece iki maddesidir. Ailelere bu önlemleri hatırlatmak rehberliğin önemli bir kısmıdır. Emeklemek, güvenlik konularını zorunlu kılan gelişim taşlarının yalnızca bir tanesidir. Eşyaları kerpeten gibi kavramak benzeri ince motor beceriler dokuz aylık bebeğin küçük eşyaları kaldırmasını kolaylaştırmaktadır. Eşyaları ağza sokmak hala en temel inceleme şekli olduğundan bir şeyleri yutma riski artmaktadır.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Anne babalara bebeklerin kavrama hareketini göstermek bu konuda konuşmaya başlamanın bir yoludur. Baş ve işaret parmağının bir arada yaptığı bu hareket emeklemekle birlikte bebek için daha fazla bağımsızlık zamanlarını haber veren bir harekettir. Bu basit hareketin çocuk için kıyafetlerini düğmelemeyi, fermuarlarını çekmeyi, sofra takımını kullanmayı ve kalem tutmayı kolaylaştırdığını anne babalara anlatmak, bu başarının önemini anlamalarına yardım edecektir. Kimi ebeveynler için daha bağımsız bir bebek tünelin ucunda görülmesi beklenen bir ışıktır. Diğer ebeveynler için ise bu, bebekliğin sona erdiğini gösteren bir işaret olduğu için kayıp duygusu yaratmaktadır. Pek çok anne baba bu başarıları zevk, rahatlama ve az da olsa üzüntüden oluşan karışık duygularla karşılarlar.
Bu dönemde pek çok anne baba kendilerini ilk kez “hayır!” derken bulurlar. Anne babaları evlerini çocuk için güvenli bir hale getirmeleri için teşvik etmek aynı zamanda daha az sıklıkla “hayır!” demelerine yardım edecektir. Anne babaların evlerini hala yer hizasından inceleyen çocuklarının açısından görmelerine yardımcı olun. Böylece, bir yetişkinin gözünden kaçabilecek “potansiyel tehlikeleri” görebilirler.
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
12.Ay
1) Değişen Hareket Kalıpları: Emeklemek ve Yürümek
Emeklemek, dolaşmak ve yürümek, bebeğin ilkel reflekslerini koordineli davranışlarıyla bütünleme yeteneğini gösterir. Ayrıca, bağımsız hareket için bu dürtünün artması, bebeğin çevreyi ve tüm heyecan verici nesneleri incelemek ve anne babasıyla arasındaki uzaklığı ayarlamak (fiziksel olarak anne babaya yakınlaşma ya da uzaklaşma özgürlüğü) için duyduğu yoğun istek anlamına gelir.
Yürümeyi öğrenmek tüm aile için çok önemli bir gelişim taşıdır. Bebek ve anne baba için yeni bir bağımsızlık düzeyini temsil eder. Ayrıca, bir zamanlar bağımlı olan bebek, anne babasından uzağa yürüyerek artan bağımsızlığını gösterdikçe pek çok aile karışık duygular yaşar. Anne babanın bebeklerinin yeni becerileri ve “büyümesi” hakkında neler hissettiğini öğrenin. Ebeveynler genellikle bebeklerinin istediklerini kendi başlarına alabildikleri için artık onlara ihtiyaç duymaması hakkında olan endişelerini anlatırlar. Bebeğin hala onların bakımına ihtiyaç duyduğunu anlatarak içlerini rahatlatın ve bebekleri büyüdükçe bebeği özgür bırakmakla ilgili duydukları karmaşık duyguları tanımlayın.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Yeni doğanda gördüğümüz adım atma refleksini hatırlıyor musunuz? Bu refleks bize şu anda ortaya çıkan dolaşma ve yürüme becerilerinin bebeğin beyninde temeli olduğunu gösterdi.
Şimdi bebeğinizin güvenli bir ortamda, kendi başına, sınırlamalar olmadan etrafı incelemesi için imkanlar yaratmak için uygun bir zamandır. Dikkatli bir gözetim altında evdeki odaları incelemesi için zaman tanıyın. Halı ve tahta ya da muşamba gibi farklı zeminlerde emekleme ve yürüme için gerekli olan deneyimi kazanmasına imkan verin. Her biri denge ve manevra için gerekli birbirinden biraz farklı olan becerileri öğrenmesi ve pratik yapması gereklidir.
2) Evi Bebek için Tamamen Güvenli Bir Hale Getirmek
- Merdivenlerin başına ve sonuna bariyerler koyun, prizlere güvenlik fişleri takın, ulaşabileceği pencerelere parmaklık takın.
- Bebeğinizin üstüne çıkabileceği ya da çekebileceği aletlerin kablolarını kontrol edin. Tuvalet kapaklarını kapalı tutmak için klozet üstüne eşyalar yerleştirin ya da tuvalet kapısını her zaman kapalı tutun.
- Tehlikeli temizlik malzemelerini lavabonun altından kaldırın ya da alçak dolaplara kilitler koyun.
- Ocak üstündeki çaydanlık kulplarını ocağın ön tarafından uzakta tutun çünkü bu kulpları çekerek çaydanlığı kendi üstüne düşürebilir.
- Kırılacak tüm eşyaları alçak rafların, sehpaların üstünden kaldırın.
- İçinde sıcak içecek bulunan fincanları kısa sehpa ya da masaların üstünde tutmayın çünkü artık bebeğiniz bunlara ulaşabilir ve çekebilir.
Bu yeni hareket becerileri çocuğun anne babasından uzağa gitmeye başlamasına imkan vermektedir. Yürümeye başladıklarında bebeklerin anne babalarından duygusal olarak rahat ve güvenli bir mesafeyi ayarlamaları için yardıma ihtiyaçları olur. Bebeğin sizden uzağa güvenli bir yere yürümesine izin verin ancak sizin nerede olduğunuzu kontrol etmek için döndüğünde onu dikkatlice izleyin. Sizden uzaklaşmasının sorun olmadığını göstererek içini rahatlatın ancak ikiniz arasındaki mesafeden rahatsız olmuş görünürse ona doğru yürüyerek aranızda kendini rahat hissedeceği bir mesafe oluşmasına da yardımcı olun.
Bebekler dolaşmaya ve yürümeye odaklandıklarında genellikle tüm enerjilerini bu iş için harcarlar. Konuşan ya da kendi kendine yemek yiyebilen bebeklerin bu işler için daha az enerjileri kalabilir ve bu nedenle ihtiyaçlarını anlatırken ve yemek yerken daha fazla yardıma ihtiyaç duyabilirler. Bu da tüm günü yeni hareket yetenekleri üstüne pratik yapan bebekleri daha sinirli ya da huysuz yapabilir. Gece uykularından uyanıp yataklarının etrafında dolaşabilir ve sonrasında eski pozisyonlarına dönemedikleri için de sizi çağırabilirler.
3) İlk Yılda Bebeğin Beyninin Yaşadığı Gelişimi Özetleyin
Doğduğunda bebeğinizin beyninde 100 milyarın üstünde sinir hücresi vardı. Onunla konuşarak, ona şarkı söyleyerek, onu tutup rahatlatarak, besleyerek ve bakarak yaşattığınız deneyimler beynindeki pek çok bağlantı için girdi sağlamaktadır.
Dört aylık olduğunda, korteksteki büyümenin derinlik algısını ve iki gözün görüşünü nasıl geliştirdiğini; böylece odada ilgisini çeken eşyalara odaklanabildiğini görmüştük.
On iki aylık olduğunda beyninde konuşma için gerekli alanlar ilk kelimelerini söylemesini sağlayacak kadar gelişmiştir.
Çocuğunuz gelişmiş ve ağlayan bir bebekten, size ihtiyaçlarını işaretler, hareketler ve kelimelerle anlatabilen; tutulması gereken bir bebekten yürüyen, yakında koşmaya başlayacak olan bir çocuğa dönüşmüştür.
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
15.Ay
1) Beslenme, Bağımsızlık ve Kendi Kendine Yemek Yeme
Doktorlar anne babalarla bebeklerinin besinlerini mamadan tam yağlı süte çevirmelerini tavsiye ettiklerinde aynı zamanda beyin gelişimi ve beslenme konularını da konuşabilirler. Bu yaşta, çocukların beynin büyümesi ve miyelinlenmesi için çok önemli olan tam yağlı süt içindeki yağ ve proteine ihtiyaçları vardır. Bir bardak süt 8 gr. yağ, 12 gr. karbonhidrat ve 8 gr. protein sağlar. Yağlı ürünlerle karşılaştırıldığındaki düşük kalori yoğunluğu nedeniyle yağsız ve yarım yağlı sütlerin kullanımı ilk iki yıl için tavsiye edilmez.
15 aylık olduklarında, pek çok çocuk beslenme konusunda bağımsızlıklarını ilan ederler. Kendi kendilerine yiyemedikleri yiyecekleri reddedebilirler ya da çok fazla yemek seçebilirler. Çocuğuna sağlıklı bir diyet uygulamaya gayret eden anne babalar çocuklarının çok az şey yediği konusunda endişelenebilirler.
Doktorlar açık uçlu sorular sorarak anne babaların beslenmeyle ilgili endişelerinin hangilerinin gerçekten beslenmeyle ilgili olduğunu, hangilerinin de çocuğun ailesiyle olan ilişkisindeki giderek artan güç ve kontrol isteğinden kaynaklandığını ayırt etmelerine yardımcı olabilirler. “Çocuğum yeterince besleniyor mu?” sorusunu cevaplamak için doktor çocuğun gelişimini inceleyebilir ve aileyle beraber gelişim kayıtlarını inceleyerek ailenin içni rahatlatabilir.
Çocuklarında yeni ortaya çıkan güç ve otonomi isteğine ailelerin uyum sağlamasına yardımcı olmak amacıyla doktorlar çocuğun bağımsızlık isteğini kendi başına birey olma yolunda önemli bir dönüm noktası olduğunu anlatabilir. Bu kontrol isteğini arabada oturmayı reddetmek, bez değişimi sırasında sakin durmayı istememek, kendi başına bir şeyler yapmayı istemek gibi başka alanlarda da görüp görmediklerini sormak, ailelerin bunun yemek hakkında bir savaş olmadığını; çocuklarının artan öz denetim ve otonomi için gösterdikleri normal tepkiler olduğunu anlamalarına yardım edecektir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Anne babalar tam yağlı sütteki yağ oranı ile ilgili endişelerini belirtebilirler; ancak onlara yağın beyinde miyelin kılıf oluşmasındaki önemini anlatın. Ailelere çocuklarının beslenmeleriyle ilgili danışmanlık yaparken doktorların peynir, margarin, yoğurt, mayonez gibi ürünlerin yağsız ve az yağlı çeşitlerinin kullanımı (ya da aşırı kullanımı) ile ilgili bilgi toplaması gerekmektedir.
- Çocuklar farklı tatları denedikçe, beğendiklerini ve beğenmediklerini çok güçlü bir şekilde ifade edecektir. Yeni yemeklerden küçük parçalar tattırın ve çocuğunuzun daha fazla isteyip istemediğine karar vermesine izin verin. Neleri yemeyi sevdiğini incelerken yeni yemekler tattırın. Soğuk yulaf yığınlarını yemek fikrinden hoşlanmayabilirsiniz ama çoğu çocuk yemeklerini kendi parmaklarıyla yiyebildiklerinde bu durumdan çok hoşlanırlar. Yumuşak, haşlanmış tavuk, haşlanmış sebze muz, şehriye gibi çocukların genelde sevdiği yiyecekleri deneyin. Daha önce reddettiği yemekleri tekrar verin, çocuklar sevdikleri ve sevmedikleri yemekler hakkında çok çabuk karar değiştirirler.
- Çocukların ağızlarına elleriyle ya da kaşıkla yemek parçaları alırken ihtiyaç duydukları göz-el koordinasyonunu geliştirmek için pratiğe ihtiyaçları vardır. Yere örtü sererek yemek sırasında oluşabilecek karışıklık ve kirliliğe hazırlıklı olabilirsiniz.
- Yemeği sorun haline getirmemeye çalışın. Çocuklar kendilerini aç bıraktırmazlar ve aç olduklarına yemek yerler. Pek çok çocuk, gün içinde üç ana öğün yerine sık yedikleri küçük öğünlere ihtiyaç duyar.
Çocuğunuzu yemek hazırlama sürecine dahil edin. Yemekleri minik parçalar halinde servis edin böylece parmakla yenebilirler. Çocuklar etraflarındaki her şeyi öğrenmek için çok çalışırlar, siz de ona kolayca yiyebileceği yemekler vererek kendi beslenmesinde başarı sağlamasına yardımcı olun.
2) Karmaşık Hareketlerin Tekrarlanması
Çocuklar karmaşık hareketleri defalarca tekrarlamaktan hoşlanırlar. Güzel bir hikayeyi duymaktan ya da top atmaktan asla yorulmazlar. Bu tekrarlanan hareketler, bu hareketlerde yer alan sinir hücreleri ve hareket kalıpları arasındaki sinaptik bağlantıları kurmaya yaramaktadır. Tekrar etmek, çocukların işleyebildikleri bilgi düzeyini arttırarak, yeni olan şeylere dikkat edebilmelerini sağlar. Sinir kalıpları birbirine daha çok bağlandıkça ulaşılması muhtemelen daha kolay bir hal alacaktır.
Çocukların koşmak, merdivenlere tırmanmak ve mobilyaların tepelerine çıkmak gibi karmaşık hareketlere yaklaşımlarındaki ciddiyet aynı zamanda onların bu yeni, daha karmaşık hareket kalıplarını öğrenme isteklerini de gösterir. Bu yeni becerilerini yeni ortamlarda da pratik yapmaya ihtiyaçları vardır: Çocuk evdeki sandalyeye tırmanmayı çok iyi becerdiği halde, bu yeteneği büyükannesinin evinde ya da doktorun bekleme salonunda da geliştirmesi gerekmektedir. Çim üstünde koşmak, halı üstünde koşmaktan çok farklıdır ve hareket çok farklı ortamlarda, hatta park yeri ya da manav gibi koşmanın pek uygun olmadığı ortamlarda da tekrar edilecektir.
Hiçbir tekrar bir öncekiyle tamamen aynı değildir. Bu, sisteme ve onun bağlantılarına bir parça esneklik kazandırır. Ufak tefek çeşitlilikler kalıba uydurulabilir ve bu da çocuğun hareket ya da düşünceye bir parça yaratıcılık ve esneklik katmasına imkan tanır. Bu bağlantılar güçlendikçe, esneklik “küçük bilimadamına” deneyler yapma fırsatı verir: “Eğer bir şeyleri birazcık farklı yaparsam ne olacak?” “Topu beşikten attığımda nasıl zıplar, fırlattığımda nasıl zıplar?”
Yani, güçlenen sinaptik bağlantılar düşünce ve davranış kalıpları arasında ilişki kurulmasına imkan tanır. Bu da çocuğu hareketi daha komplike ve esnek şekillerde denemede özgür bırakır.
Benzer şekilde, bu dönemde dil öğrenimi seslerin ve kelimelerin tekrarlanması temeli üstüne kurulmuştur. Bu yaştaki çocuklar nesnelere işaret ederek, isimlerini öğrenme isteğiyle “bu ne?” sorusunu çeşitli şekillerde sorarlar. Basit şarkıları, parmaklarla oynanan oyunları, sesler ve kelimeler içeren oyunları çok severler. Bir nesnenin ismini öğrenmek, istediğini alması için çocuğa büyük bir güç kazandırır. Çocuklar genellikle uyumadan önce ya da arabada giderken, tekrar tekrar söyleyerek yeni kelimeleri öğrenirler.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Çocuklar çeşitli ortamlarda yeni becerilerinin pratiğini yapmak isterler- avluda, oyun bahçesinde, yuvanın merdivenlerinde ya da dedesinin evinde. Yetişkinler aktiviteden yoruldukları zaman bile çocukların tekrarlar için çok fazla enerjisi vardır.
- Çocuğunuza eşyaları ve olayları tarif etmek için bulduğunuz her fırsatı değerlendirin. Manavda, yolda, kitaplara bakarken…gördüğü şeylerin isimlerini söyleyin. Farklı renk ve boyutlardaki kamyonları gösterin, alışveriş sepetinize sebze ve meyveleri koydukça tanıtın. Bezini değiştirirken, banyo sırasında ya da diğer günlük faaliyetlerinizde olan her adımı anlatın. Çocuğunuz her defasında daha net ve doğru bir şekilde kullanarak ve söyleyerek bu kelimeleri tekrar edecektir.
- Çocuğunuzun yeni hareketleri öğrenmek için ne kadar çalıştığını anlamaya çalışın ve onunla ne kadar gurur duyduğunuzu gösterin. Küçük çocuklar çevre ile olan etkileşimleri ve onlara bakan yetişkinler ile olan ilişkileri yoluyla olumlu bir benlik imgesi geliştirirler. Bir çocuğun öğrenmek için ne kadar çabaladığının farkına varmak ve onu takdir etmek kim olduğu- pratik yaparak ve çalışarak başarılı olan biri- duygusunu olumlu yönde etkiler.
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
18.Ay
1) Sosyal Duygusal Gelişim: Öz-düzenleme ve Disiplin
Bu dönemde çocukların frontal lobları çok hızlı gelişme kaydeder ve bu gelişim çocukların duygu durumlarını tanımaya, kendi davranışlarını düzenlemeye, zevk almayı ertelemeye ve engellenme duygusuyla başa çıkmaya başlamalarına yardım eder. Frontal lobun gelişimi, ayrıca, dikkat uzamının artmasını, hafıza becerileri ve muhakeme yeteneğinin gelişmesini sağlamaktadır ve bu gelişmeler çocukların derece derece dürtülerini kontrol etmeyi, davranışlarına ket vurmayı ve duygu durumlarını düzenlemeyi ve yönetmeyi öğrenmelerine yardımcı olur. Bu beceriler, tüm beynin idarecisi olarak görülebilecek “yönetici fonksiyonların” gelişiminin temelini oluşturur: Duygusal ve duyusal girdileri almak, bu girdileri değerlendirmek ve sonrasında nasıl davranacağına karar vermek.
Bazıları frontal lobun gelişiminin “Bir sonraki adımda ne yapmalıyım?” sorusunun cevabını en iyi şekilde verilmesine imkan tanıdığına inanmaktadır. Frontal lob, çevreye uyaran-tepki reaksiyonu vermek yerine, ilk dürtülere ket vurulmasına ve bunların yansımasına imkan tanır. Frontal lob, ayrıca, beynin çeşitli bölgelerinden gelen bilgilerin karar verme sürecine entegre olmasını ve yeni özelliklerin ortaya çıkmasını sağlar: Davranışa karar vermek ve ihtiyatlı olmak; dünyayı anlamlandırmak. Bu öz düzenleme hissi hem içsel olarak (çocuğun kendisini becerikli hissetmesiyle) hem de dışsal olarak (bakıcıların çocukta ortaya çıkan yeni yeteneklere duydukları sevinç yoluyla) pekiştirilir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Bu dönemde pek çok çocuk henüz kendilerini sözel olarak ifade edemeseler de, içinde yaşadıkları sosyal-duygusal dünya hakkında bilgi edinmektedirler. Bir insanın yüz ifadesinden, ses tonundan, davranışlarının sertliğinden ve sözel ifadesinden mutlu ya da sinirli olup olmadığını anlayabilmeyi öğrenmektedirler. Bir yetişkin, duygu durumlara sözel tanımlamalar yaparak çocukların içsel olarak hissettiklerini anlamalarına yardımcı olabilirler. Başkalarının duygularını tanımlamak da çocukların sosyal ipuçlarını anlamaya başlamalarına yardımcı olacaktır; böylece zamanla, bir başkasını mutlu ya da mutsuz ettiklerinde bunu anlayabilirler.
- Çocuk bir ödevi tamamlayamadığında ortaya çıkan huzursuzluğuna yetişkinler, çocuğun engellenmişlik duygusunu tanımlayarak ve duygusal olarak çocuğa katılarak karşılık verdiklerinde çocuğa önemli iki şekilde yardım etmiş olurlar: Öncelikle, yetişkin, çocuğun o anda ne hissettiğini tanımlamaktadır: “Kendini engellenmiş hissediyorsun” İkincisi, çocukla o anı paylaşmaktadır: “Bazen bütün bu parçaları kutuya geri koymak zordur.” Çocuk ne zaman kendini engellenmiş hissettiğini bilmek için yönetici fonksiyonunu geliştirmeye başlar. Ayrıca yetişkin bir insanın, hissettiği engellenmişlik duygusunu anladığını ve paylaştığını algılar.
- Duyguları tanımlamak çocuğun kendi davranışını düzenleme yeteneğinin gelişmeye başlamasına yardımcı olur. Duygunun adı (sinir/ üzüntü/ şaşkınlık) çocuğun kontrolden çıktığı işaretini almasına yardımcı olur. Artan öz-düzenleme yeteneği – insanın içsel durumunu anlaması ve duygunun yoğunluğuyla başa çıkması- çocukların öfke nöbetlerini ve anında gelecek doygunluk ihtiyaçlarını yönetebilmelerine yardımcı olur. Ancak, beynin yönetici fonksiyonu uygulama yeteneği çevreyle olan etkileşimlerine bağlı olarak zaman içinde geliştiğinden dolayı, yetişkinlerin çocukların bu yeni duyguları sıkıntı yaşamadan idare edebilmeleri için beklemeleri gerekmektedir.
- Öfke nöbetleri, çocukların yeni gelişen yetenekleri hakkında duydukları karışıklığın olduğu gibi, bu duygu durumların yoğun ve birbiriyle çatışan doğasının da ifadesidir. Meyve suyunu kendi başlarına içmek isterler ama O bardakta içmek istemezler. Çocuğun zevk almayı erteleyememesi (“Parka ŞİMDİ gitmek istiyorum”) diğer zamanlarda uyumlu olan çocuğu bunaltabilir ve çocuğu parka bir şeyler yedikten sonra götürecek ebeveyni sinirlendirebilir.
- Bu dönemde disiplin, çocuklara davranışlarını düzenleme hakkında, uygun davranış kalıpları hakkında ve istediklerini almak için kabul edilebilir davranışı model almaları hakkında bir yol olarak görülmelidir. Küçük çocuklar en iyi tekrar ve pratik yaparak öğrenirler; davranışlarının sınırlarıyla tekrar tekrar yüz yüze gelmeye ve daha kabul edilebilir davranışları pratik yapmaya ihtiyaç duyarlar. Örneğin, çocuk oyuncaklarını fırlatıyorsa, yetişkin, çocuğu şu şekillerde destekleyebilir:
- Sınırları belirleyerek: “Oyuncakları fırlatmak doğru değildir.”
- Alternatif, kabul edilebilir bir davranışı öğreterek: “Haydi bu arabaları sürelim!”
- Uygun davranışı modelleyerek: “Bak benim arabam tünelin içine giriyor.”
- Çocuğun kabul edilebilir bir davranış için gösterdiği çabayı takdir ederek: “Bu arabaları sürmen çok güzel bir şey!”
- Çocuklar anne babalarını ve diğer bakıcılarını mutlu etmeye çalışmayı isteseler de, davranışlarına ket vurma yeteneklerinin olmaması, özellikle küçük çocuklar için, davranışlarına konmuş sınırları takip etmelerini zorlaştırır. Çoğu durumda çocuklar bilerek ve isteyerek kötü olmaya çalışmazlar; daha ziyade henüz davranışlarını bağırmayı ya da bir şeyleri fırlatmayı düzenleyecek kadar düzenleyememektedirler. Tekrarlanan hatırlatmalar, alternatif kabul edilebilir davranış modelleri ve kısa süreli molalar beynin üç yaşında ortaya çıkan, öz-düzenleme ve öz-disiplin için gerekli olan yönetici fonksiyonu geliştirmesine yardımcı olur.
2) Deneyimin Önemi
Çocuklar büyüyüp geliştikçe ve çevrelerindeki diğer insanlarla, eşyalarla ve olaylarla etkileşimleri arttıkça, yeni bilgileri işleme ve anlamlandırma kapasiteleri genişler. Bunu başardıkları bir yol, beyindeki dendritik gelişimdir. Yeni deneyimler beyinde daha önceden var olan bağlantıları destekler, öte yandan deneyim yoksunluğu diğer bağlantıların ortadan kalkmasına sebep olur. Sinaptik bağlantıların bu gelişimi, korteksin kullanım ve deneyim sonucu neden kalınlaştığını gayet güzel açıklamaktadır.
Öte yandan, vücuttaki kasların kullanılmadığı zaman küçülüp zayıflaması gibi, dendritler de kullanılmazlarsa çekilip büzülürler. Bu durum beynin kullanılan bağlantıları korumasına, kullanılmayanlarıysa atmasına imkan tanımaktadır. Bu alandaki araştırmaların çoğu, Chicago Üniversitesi’nde nörolog olan Peter Huttenlocker tarafından yapılmıştır. Huttenlocker, çocuğun beyin gelişiminde iki ana dönem bulmuştur: Doğumdan birinci yıla kadar süren birinci dönem boyunca dendritler gelişip dallandıkça nöronlar daha az sıkı bir halde paketlenmeye başlar. Birinci dönem ilerledikçe beyin kabuğu kalınlaşır ve ağırlaşır. Birinci yıldan ergenliğe kadar süren ikinci dönem boyunca, diğer dendritler dallanmaya ve yeni bağlantılar kurmaya devam etmesine rağmen, kullanılmayan bağlantıların budanmasına bağlı olarak sinapslerin yoğunluğu azalır. İkinci dönem ilerledikçe beyin ağırlığı, miyelin birikmesine ve dendritik dallanmaya bağlı olarak 14 yaşında yetişkin ağırlığına ulaşana kadar, %20 artış gösterir. Yani, çocukluk yıllarında, çocuğun genetik yapısı ve genetik potansiyelinin ortaya çıktığı ortamın karmaşık etkileşimine bağlı olarak dendritler hem büyümekte hem de küçülmektedir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
Deneyim, sinapslerin gelişimini şekillendirdiğinden dolayı, çocukların sevdiği ve genellikle yaşadığı deneyimleri göz önünde bulundurmak faydalıdır. Ve, her geçen gün daha fazla çocuk yuva ve ana okullarına gittiğinden, anne babalar çocukları için iyi olan programların içeriğinin nasıl olması gerektiğini merak etmektedirler.
- Yaşıtları ve diğer yetişkinlerle anlamlı etkileşimlerde bulunmak, aile ve evlerinin dışındaki dünyayı araştırmak için çocuklarda bulunan doğal merakla çok iyi örtüşmektedir. Çevredeki parkta ya da grup programlarında, çocuklar başkalarının yaptıklarına karşı yoğun bir ilgi duyarlar. Mizaçlarına bağlı olarak, arkada sessizce durabilir ve başkalarını izleyebilir ya da bir çocuğun bildiği bir oyuncakla bilmediği bir şekilde oynamasını yakından gözleyebilir. Başka bir çocuk, kum havuzuna atlayarak diğer çocuklardan kürek ve kovaları kapabilir. Grup oyununa ilk baştaki yaklaşımları nasıl olursa olsun çocuklar başkalarının yaptıklarıyla büyülenirler ve aynısını denemeyi isterler. Önemli bir çocuk gelişim uzmanı olan Jean Piaget, bir çocuğun gelişiminin arkasındaki itici gücün kendilerinden biraz daha gelişmiş çocuklarla, çocuğa etraftaki olaylarla ilgilenmenin farklı yollarını gösteren biriyle etkileşim olduğunu iddia etmiştir. Çocuklar genellikle diğer çocuklarla olan gözlemlerine dayanarak yeni davranışlar geliştirirler.
- Anne babalar, oyun grupları, okuma saatleri yoluyla ya da parklarda, çocuk bakım programları ya da yuvalarda çocuklarının diğer çocuklarla etkileşim kurması için pek çok imkan yaratabilirler. Mekan, çocuklar ve diğer yetişkinler arasındaki etkileşiminin kalitesinden daha az önemlidir. İki yaşındaki çocuklar her zaman zevk almayı erteleyemezler ya da duygularını sosyal olarak kabul edilebilir yollarla gösteremezler. Kendileriyle benzer deneyimleri yaşayan (başkalarında olanı isteme, kendi başına bir şeyler yapmayı isteme, yetişkinlerden kendilerinin tam o anda ne istediklerini tam olarak anlamalarını beklemek) çocuklarla sosyal olarak ilişki kurmayı öğrenirken yardıma ihtiyaç duyarlar. Anne babalar bu programları incelerken, programda çalışan yetişkinlerin, çocukların kendi başlarına inceleme yapmalarına izin verirken aynı zamanda da kontrol altında tutup tutmadıklarına dikkat etmelidirler. Programda çalışan yetişkinler, çocukların bir oyuncağı istemek, arkadaşlarıyla işbirliği içinde oynamak gibi yeni becerileri öğrenmelerine yardımcı olmak için onlara yakın olmalıdır.
- Çocuklar diğer çocuklar ve eşyalarla olan etkileşimlerinden bir şeyler öğrendiğinden, bir çocuk programının çocuklara eşyanın nasıl çalıştığını ve kullanıldığını görme fırsatı vermesi önemlidir. Kaliteli çocuk programları etrafta çocukların üstesinden gelebileceği engeller yaratırlar.
- Bu engelleri tek başlarına ya da diğerleriyle araştırarak, çocuklar kendilerini arkadaşlarıyla karşılaştırırlar ve bir benlik duygusu geliştirirler. Kendilerini başarılı ya da başarısız, iyi ya da kötü olarak görürler. Başarı duyguları, ellerindeki ödevi tamamlayabilme ve etraflarındaki insanların dikkatini çekebilme ve koruyabilme yetenekleri ile tanımlanır. Bir arkadaşının elinden kapmadan önce bir oyuncağı istemeyi, kendi sırasını beklemeyi, kum havuzuna tek başına girip oradan tek başına çıkmayı öğrenirler. Bunlar, çocuğun hayatındaki önemli yetişkin kişilerle tekrar tekrar paylaşmayı isteyeceği önemli başarılardır. Tekrar etmek, çoğu zaman anne babaların sabrını zorlasa da çocuklar için öğrenirken çok önemli bir araçtır.
- Diğer çocuklarla etkileşim iki yaşındaki bir çocuk için yorucu bir iş olabilir. Anne babalar ve diğer yetişkinler oyunu genellikle çocuğun kurallarıyla oynarlar ancak diğer çocuklar bu kadar uyumlu olmayabilirler. Yaşıtlarıyla etkileşimlerde bulunmak çocuk için oldukça heyecan vericidir ancak bu durum çocuğu çok çabuk bunaltabilir. Çocuğun gruptan kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşmasını gerektirebilecek sıkıntıyı gösteren işaretler için çocuğu dikkatlice inceleyin. Duyusal açıdan fazla yükleme olması bazı çocukları hassas ve huysuz yapabilir. Yeni gelişen sosyal becerilerini unutarak vurmaya, bağırmaya başlayabilirler. Bazı çocuklar için bu durum engellenmişlik duygusu yaşamalarına kadar gidebilir; bazı çocuklar ise daha çabuk yumuşar. Her iki durumda da yetişkinler için önemli olan sakin kalmaktır. Çocuk kontrolden çıktığında kontrol için sevdiği yetişkinlere güvenir ve bu yetişkinler de böyle bir durumda bağırıp sinirle hareket ettiğinde daha da bunalabilir. Yeni bir ödev ya da oyuncakla çocuğun dikkatini dağıtmak, kabiliyet duygusunu yeniden kazanabilmesi için gerekli olan mola için yeterli olabilir. Bazı çocukların davranışlarına tekrar odaklanabilmeleri için ortamdan uzaklaşmaları gerekebilir. Çocuğun duygularını adlandırmak, hissettiği şeyi tanımasına ve bir sonraki adımda neler olabileceğini öngörmesine yardım eder. Oyun grubunda ya da parkta çocuğunun gruptan uzaklaştığını görmek bir ebeveyn için utandırıcı olabilir ancak bunlar çocukların öğrenme sürecinde önemli deneyimlerdir. Yeni yaklaşımlar denemeyi, kendilerini engellenmiş hissettiklerinde bu duyguyu tanımayı, problem çözmeyi ve yardım istemeyi öğrenirler.
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
24.Ay
1) Tuvalet Eğitimi
İki yaşının güzellikleri ve zorlukları bu yaşta bir çocuğa ebeveynlik yapan pek çok aile tarafından açıkça yaşanır. Ailelerin, sınırlar koymak, çocuklarına büyürken ve öğrenirken yardım etmek ve tuvalet eğitimine nasıl başlayacakları konularında soruları vardır. İyi ya da kötü, pek çok anne baba çocuklarını çevrelerindeki aynı yaştaki diğer çocuklarla kıyaslarlar. Çocuklarının en az diğer çocuklar kadar iyi yetiştiğinden, zeki olduğundan ve dünyayla yüzleşmeye hazır olduğundan emin olmak isterler. Pek çok çocuk tuvalet eğitimine 2 ve 3 yaşları arasında başlar ve bu süreci 3 ve 4. doğumgünleri arasında tamamlarlar.
Birçok deneyimli anne baba, kız ve erkek çocukları arasındaki farklılıklara değinirler. Genellikle, kızların tuvalet eğitimine erkeklerden daha önce hazır olduklarını ve kızların erkeklerden daha kolay tuvalet eğitimi aldıklarını belirtirler. Ancak elbette bu her zaman söz konusu değildir.
Anne babalara yardımcı olması açısından onlara hatırlatabileceğiniz en faydalı şeylerden biri dil gelişimi, tuvalet eğitimi, sosyal davranışlar gibiyeteneklerin gelişmesi için her çocuğun diğerinden farklı zamanlarda hazır olabileceğidir. Çocuğun hazır olduğuna dair verdiği ipuçlarına bakmak çok önemlidir. Bu ipuçları ortaya çıktığında anne babalarla olabilecek tuvalet rutinleri hakkında konuşmak, tutarlı olamaları için cesaretlendirmek ve aileyi desteklemek çocuğun bu süreci başarıyla tamamlaması için gerekli imkanları vermelerini sağlayacaktır.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
1.Adım: Çocuğum tuvalet eğitimi için hazır mı?
Çocuklar, mesane ve kalın bağırsağı kontrol eden kasları daha iyi bir şekilde kontrol etmeye başlarlar. Bu durum, beyinde mesaneyi kontrole imkan tanıyan merkezlerin ve beyinden vücudun alt kısımlarına giden sinirlerin miyelinlenmesinin artmasıyla ortaya çıkar. Daha üst düzeydeki bu nörolojik gelişmeyle çocuk tutmanın ve bırakmanın nasıl bir duygu olduğunun farkına varır ve bu motor fonksiyonları kontrol edecek yeteneğe sahip olur.
Çocuğunuz size tuvalet eğitimine başlamaya hazır olduğunun işaretlerini verebilir. Aşağıda gözlemleyebileceğiniz bazı durumlar bulunmaktadır:
- Çocuğunuz ıslak ya da kirlenmiş bezden rahatsızlık duyduğunu ifade etmeye başlar ya da altının ıslak ya da kuru olması arasındaki farkı anlamaya başlar.
- Çocuğunuzun kirlenmek ya da ortalığı kirletmek konusunda endişelendiğini fark edersiniz. Etrafındaki insanlardan temiz ve düzenli olmanın önemini öğrenmeye başlamaktadır.
- Çocuğunuz sizi ya da kendisinden büyük kardeşlerini taklit etmeyi ister.
- Çocuğunuz çişini ya da kakasını yaparken bilmenize izin verir.
- Çiş ya da kaka kelimeleri için belirli sözcükler kullanır.
- Çocuğunuzun çiş ya da kakasını yaparken odada bir köşe aradığını fark etmeye başlarsınız.
- Çocuğunuz çamaşırlarını kendi başına çıkarabilmektedir; bu ve diğer aktivitelerin “kendi başına” kısmını çok sevmektedir.
2.Adım: Ben çocuğuma tuvalet eğitimi vermek için hazır mıyım?
Çocukların ebeveynleri genellikle tuvalet eğitimi konusunda endişelidirler: Ne zaman ve kimin kontrolünde olacak soruları anne babaların sıklıkla karşılaştıkları sorulardır. Kimi anne babalar, kötü kokulu bezlerden kurtulmayı isteseler de, bebeklerinin bebekliklerini bırakması için hazır değillerdir. Kimi anne babalar ise sadece tuvalet eğitimi almış çocukları kabul eden bakım merkezlerinden, bezlerin maliyetinden ötürü ya da çocuklarıyla aynı yaşta olan diğer çocukların bu işi başarırken kendi çocuklarının bu konuda tek bir ilerleme kaydetmemesinden dolayı bu konuda aceleci davranırlar.
Sonuç olarak, bu işin sonu çocuğa bağlıdır. Ancak, anne babalar çocuklarına tutarlı bir şekilde yönlendirme yapmak amacıyla öğrendikleri becerilerini kullanabilirler. İşte, anne babalara yardımcı olabilecek kimi ipuçları:
- Oturak kullanmayı deneyin. Oturak çocuk için doğru boydur ve “büyük” tuvalet korkusunu engeller. Oturağı özel bir yere koyun ve çocuğunuzun ona alışması için zaman tanıyın. Kıyafetleriyle oturağa oturması alışmasına yardımcı olmak için çok iyi bir yoldur.
- Düzenli aralıklarla çocuğunuza oturakta oturmasını hatırlatın. Çocuğunuzu oturması için zorlamayın ve hazır olduğuna karar verdiğinde kalkmasına izin verin. Bunun “baskı yok” sistemi olduğunu, böylece çocuğunuzun “vücudunun patronu” olabileceğini unutmayın.
- Çocuğunuzun çişini ya da kakasını yapmaya hazır olma işaretlerine bakın. Oturağı kullanmasını teklif edin ve kıyafetlerini çıkarmasına yardımcı olun. Yapabildiğinde ne kadar iyi bir iş yaptığını bilmesine izin verin; yapamadığında ise eleştirmekten kaçının.
- Çocuğunuz kimi kazalara sebep olduğunda anlayışlı davranın. “Bu kadar yoğun bir şekilde oyun oynarken oturağa gitmeyi hatırlamak zor olabilir.”
- Sizi ya da kardeşlerini taklit etmesi için çocuğunuzu cesaretlendirin.
- Çocuğunuz oturağı kullanma konusunda istikrarlı bir başarı yakaladığında ona bezi çıkarmak için hazır olup olmadığını sorun. Yeni başlayanlar için bez sadece gün içinde çıkarılmalıdır.
- Pek çok çocuk oturağa ilk başta çok büyük ilgi duyarken bir zaman sonra ilgilerini kaybederler. Endişelenmeyin, bu iş için hazır olduğunda geri dönecektir.
2)Dil Gelişimi
Anne babalar her bir gelişimsel yeniliğe pek çok açıdan yaklaşırlar. Kimi anne baba için çocuklarının dil becerilerinin gelişmesi muhteşem ama gizemli bir olaydır. Bu, gerçekten de fevkalade bir başarıdır. Dilin temel kurallarını ve yapısını öğrenmek, yeni kelimeler ve bu kelimeleri nasıl birleştireceğini öğrenmek ve “bugün ne yaptın” diye soran ebeveyne karşılık olarak ilk hikayeyi anlatmak ikinci ve üçüncü yıllar için muhteşem olaylardır.
Bazen anne babalar bu beceriler için çocuğunu cesaretlendirmek isterler ancak nasıl başlayacaklarından emin olamazlar. Bazı anne babalar küçük çocuklarla fazla zaman geçirmemişlerdir; bazıları çocukların “görüldüğü ancak duyulmadığı” evlerde yetişmişlerdir; kimileriyse kendi yetişkin dünyalarına fazlaca gömüldüklerinden nasıl mola vereceklerini unutmuşlardır. Diğer anne babalar için ortaya çıkan dil becerilerinin, öğrenmek için baskı yaratarak çocuklarının geri kalmasını engelleyeceğinden, daha da büyük anlamı vardır.
İlk kez için, anne babalar çocuklarının beyinlerinin nasıl geliştiği ve “bebeklerini akıllı yapma yolları” hakkında bilgi edinmektedirler. Ebeveynler bebeklerinin potansiyel geleceğinin en görülür işareti olarak dile odaklanabilirler. Arkadaşları ya da akrabaları arayarak yeni kelimeleri haber vermek ya da büyükanneyle ilk “konuşma” için çocuklarına telefonu vermek yeni anlamlar taşımaktadır. Anne babalar çocuklarının yeni yeteneğinden büyük kıvanç duymakta aynı zamanda kimi anne babalar da dil yeteneğinin gelişmesinin çocuklarının okula yerleşmesi için kesin bir işaret olduğunu düşünebilmektedirler.
Ebeveynlerin geldikleri koşullar fark etmeksizin, dil becerilerinin gelişimi ile ilgili mesajlar oldukça basit bir şekilde verilir. Anne babalar dili çocuklarıyla güçlü ilişkiler kurmaya devam etmek için kullanabilirler. Dil, özel ve her günkü deneyimleri paylaşmak için güzel bir yoldur. Anne babalar bir hikaye anlatırken ya da şarkı söylerken, çocuk bunun anne ya da babayla geçirilen özel bir zaman olduğunu bilir. Kelimeleri duygularını ya da deneyimlerini anlatmak için kullanma yeteneği, çocukların öğretmenler ya da arkadaşlarla yeni ilişkiler oluşturmalarına yardım eder.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
İnsan konuşan bir türdür. Karmaşık bir dil yapısı bulunmayan bir kültür yoktur. Bunun sebeplerinden biri doğumdan itibaren bebeğin beyninin dil öğrenmek için donatılmış olmasıdır. Dil seslerini, özellikle de bakıcısının sesini dinlemeyi tercih etmek için programlanmışlardır. Bu dikkati, işitme sistemine gelen ses dizilerini anlamlandırmak için kullanırlar. Dillerinde önemli olan sesleri ayırt etmeyi ve hangi vurguların kullanıldığını öğrenirler. Daha sonra bu dikkati sesleri ayırt etmek için kullanırlar. Bir sonraki adımda bu seslerden anlam çıkarmaya başlarlar-dilin gerçek başlangıcı. Kelimelerin büyüsü başlar ve bu sesler çocuğun tahmin edebileceğinden çok daha fazla güç elde ederler: Dünyayı değiştirme gücü, ihtiyaçların karşılanması, duyguları ifade etme ve dünyanın nasıl işlediğine dair daha fazla anlayış elde etmek.
Bebeğinizin agu yaparak, ses tonunu değiştirerek, mimiklerini kullanarak, göz temasına girerek ve yüz ifadelerini değiştirerek sizinle “konuştuğunu” fark etmişsinizdir. Şimdi, kelimeleri kullanmaya başlamaktadır. Sizin ve bebeğinizin beraberce yeni dil becerilerinizi keşfedebileceğiniz ve ilişkinizin güçlenmesini sağlayacağınız pek çok yol vardır. Bu dönem,
- Beraber kitap okumak ve paylaşmak için,
- Hikayeler anlatmak için,
- Bilinen şarkıları söylemek, yeni şarkılar öğrenmek ve beraber şarkılar üretmek için,
- O anda neler olduğu hakkında çocuğunuzla konuşmak için (“Şimdi dışarı çıkıyor ve arabaya biniyoruz, böylece markete gidebiliriz. Süt ve ekmek alacağız.”),
- Rutin işler hakkında çocuğunuzla konuşmak için (“Işığı yaktık, şimdi banyo için hazırlanma zamanı. Banyodan sonra hikaye okuyabiliriz. Ondan sonra da uyuyacağız.”),
- Evinizdeki eşyaları isimlendirmek için (“Bu sandalyedir”, “Bir kaşık tutuyorsun”),
- Duyguları adlandırmak için (“Ağlıyorsun…Çok kızgın/üzgün olmalısın”), harika bir zamandır.
3)Oyun ve Çocuklar
Oyun, çocukların işidir. Küçük çocuk dünyayı oynayarak öğrenir ve yaşar. Oyun, davranışın esnekliğini gösterir. Çocuk yeni yollarla tepki göstermeyi ve bu yeni yaratıcı etkileşimlere dünyanın nasıl karşılık verdiğini öğrenir. Oyun yoluyla küçük bilim adamı dünyanın nasıl işlediğiyle ilgili hipotezlerini test edebilir ve elindeki bilgilerle yeni teoriler üretebilir. Bu, belirli sinapslerin pekiştirilmesi için imkan tanır (yani faydası ve doğruluğu oyun yoluyla ispat edilenler.) ve faydasız ya da yanlış olduğu kanıtlanan sinapslerin budanmasına olanak verir.
Böylece, araştırmak, yeni becerilerin pratiğini yapmak, neden-sonuç ilişkisini ve nesne sürekliliğini daha iyi anlamak ve bazen de sadece eğlenmek için oyunu kullanırlar. Hiçbir oyun sırasında bir çocuğa katılmaya çalıştığınız ve tamamen görmezden gelindiğiniz oldu mu? Oyun çocuğu öyle bir içine alır ki, başkasının ona katılması çok zor olur.
Çocukları bir oyuncağını paylaşmayı reddettiğinde ya da başka bir çocuğun yanında oynamasına izin vermediğinde anne babalar genellikle utanırlar. 24 aylık bir çocuk için paylaşmak çok zordur. Öncelikle, çocuklar, işleri bağımsız, tek başına yapmak için çok motivedirler ve “bana, benim, kendim” gibi kelimeler, kelime dağarcıklarının önemli bir kısmını oluşturur. Çocukların otonomi ve beraberlik arasında denge kurabilmeleri zaman alır. İkincisi, çocukların empati geliştirmesi de zaman alır. Çocuklar üçüncü yaşlarına yaklaşana kadar başkasının yerinde olmak nasıl bir duygudur, anlayamazlar. Bunun anlamı, bir çocuk diğerine sadece oyuncağını aldığı için vurabilir. Çünkü çocuk için denklem çok basittir: Biri oyuncağımı aldı ve ben ona vurarak oyuncağımı geri alabilirim. Genellikle “vuran” çocuk, “vurulan” çocuk ağlayarak tepki verdiğinde çok şaşırır. Çocuk böyle bir tepkiyle karşılaşacağını hiç düşünmemiştir.
Çocukların anne babaları ve diğer bakıcılarından empatiyi öğrenmeye başlama yollarından biri model almadır. Bunun anlamı, anne babalar vurulan çocuğu rahatlatabilir, üzgün, kızgın ya da incinmiş olduklarını görmesini sağlayabilirler. Anne babalar aynı zamanda vuran çocuğa da vurmanın acıttığını ve başkasının ağlamasına sebep olduğunu göstererek model olurlar. Bazen, vuran çocuğun da rahatlatılmaya ihtiyacı olabilir çünkü ani hiddet yaşayan çocukta, vurma hareketi kontrol kaybının göstergesi olabilir.
Çocukların duygularını araştırdıkları ve öğrendikleri diğer bir yol da sembolik oyundur. Yaklaşık 24 ay itibariyle çocukta sembolik oyun becerileri gelişmeye başlar. Çocuklar genellikle süpürmek ya da telefonda konuşmak gibi ev içi aktivitelerini taklit etmeye başlarlar. Zaman içinde bu oyun daha komplike bir hale gelerek, çocukların üzücü, kafa karıştırıcı, öngörülemeyen olayları “oynadıklarında” duygularını anlamaya başlamalarına imkan tanır. Örneğin, sembolik oyunu önemli bir yetişkinden azar işitmek gibi üzücü bir olay üstünde kontrol sağlamak için kullanabilirler; oyunu kötü rüyalar ya da canavarlara karşı duydukları korku gibi kafalarını karıştıran olayları çözmek için kullanabilirler ya da “doğum günlerini” gerçek günden birkaç gün önce ya da sonra oynayabilirler. Daha sonraları, yaşıtlarını ve bakıcılarını ev ve giyinme oyunlarına dahil edecek, onlara roller verip hikayeler yaratacaklardır. Bazen bu roller kalıplaşmış anne, baba, işçi ya da bebek rolleri olacaktır. Bazense bu oyunlar tamamen hayali, süper kahramanların dünyasında yer alacaktır.
Pek çok anne baba, ortaya çıkan bu becerilere eğlence ve sıkıntı karışımıyla bakacaktır. Bir çocuğu yetişkinlerin aktivitelerini “oynarken” izlemek çok eğlenceli olabilir. Ancak, çocuk kendi bakıcılarının ona karşı takındığı sabırsız tutumları oyuncaklarıyla taklit ettiğinde durum biraz ailelerin bozulmasına sebep olabilir. Sadece eğlence için ya da üzücü bir olayı tamir etmek için, ailelerin oyuna katılabilecekleri ve oyunu geliştirebilecekleri pek çok yer vardır. Çocuklarından işaretleri almaları için aileleri cesaretlendirin. Çocuğun akşam yemeğinde hangi yemeği servis ettiğine karar vermesi için “Hıımm, tadı güzelmiş, bunun adı nedir?” deyin. “Şimdi ne demeliyim? Ben şimdi ne yapmalıyım?” gibi açık uçlu sorular sormak ya da “hadi şimdi …………………. farz edelim” gibi cümleler eklemek anne babaların oyuna dahil olabilecekleri yollardır. Çocuğun oyununa dahil olmak, büyük anneyi oyuncak telefonla aramayı önermek kadar da basit olabilir. Tüm bunlar çocuğun “işi” iken, aynı zamanda ilişkiler kurmak ve beraber eğlenmek için de güzel bir zaman olabilir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Çocuğunuz “oyunu” hakkında çok ciddi olabilir. Kimi zaman, sevdiği oyuncağa çok fazla odaklandığı için onu çağırdığınızı duymayabilir.
- Çocuğunuz oyun aracılığıyla eşleştirme ya da ayırma yaparak problem çözmede yeni beceriler kazanabilir. Birkaç parçalı yap-bozlar yapmak aynı zamanda eğlenceli olabilir.
- Çocuğunuz aynı yaştaki diğer çocukların yanında ya da onlarla beraber oynamaya çalışmaya başlayabilir. Bu yeni arkadaşlıkları geliştirmek konusunda sorunlar ortaya çıkarsa şaşırmayın.
- Çocuklar için paylaşmak gerçekten zordur çünkü henüz başkalarının nasıl hissettiğini anlamıyorlardır. Onlar şimdi, kendi alanlarını belirlemek için odaklanmışlardır. Hislerini, fikirlerini ya da ihtiyaçlarını arkadaşlarıyla paylaşmak için dilleri yeterli olmayabilir. Anne babalar, çocuklar arsındaki çatışmalara hakkında konuşarak her çocuk için değerli bir oyuncak bulmak, rahatlatmak, duyguları adlandırmak gibi çözümler sunarak çok önemli bir rol oynayabilirler.
- Çocuğunuz yerleri temizlemek ya da telefonda konuşmak gibi yetişkinlerin günlük aktivitelerini taklit etmeye başlayabilir. Bu, sembolik oyunun başlangıcıdır. Siz de, örneğin oyuncak telefonda konuşarak, oyuna katılabilirsiniz. Çocuklar olay ve duyguları anlamak için de taklit oyunlarını kullanırlar. Çocuğunuzun oyuncak bebeğine tıpkı sizin çocuğunuza gösterdiğiniz özeni göstererek baktığını görebilirsiniz ve oyuna bebeği çocuğunuzun uyku düzenine sokarak katılabilirsiniz. Ya da çocuğunuzun oyuncak bebeğini azarladığını görebilirsiniz. Bu, katılmak ve düzeltme yapmak için güzel bir zamandır. “Bazen anne gerçekten sinirleniyor ve bağırıyor. Duygularını incitmek istememiştim, bağırdığım için üzgünüm.” Bazen çocuklar oyunlarını, kabuslar gibi karışık olayların kontrolünü sağlamasına yardımcı olmak için kullanırlar. Daha sonraları, çocuğunuz “hadi farz edelim ki…” şeklinde oynayabilir. Bu, onun oyununa katılmak ve hayal gücünüzün kanatlanmasına fırsat vermek için güzel bir zamandır. “Ne pişiriyorsun? Şimdi ne söylemeliyim? Şimdi kim olmalıyım?” gibi açık uçlu sorular sorarak çocuğunuzdan ipuçlarını alın. Çocuğun oyununun bir parçası olmak, büyükanneyi telefonda aramayı teklif etmek kadar kolay olabilir. Bu, eğlenmek için güzel bir zamandır!
ÇOCUK DOKTORLARINA ÖNERİLER: YENİDOĞAN AİLESİ İLE ÇALIŞMAK
36.Ay
Pek çok anne baba için, üç yaşındaki çocukları, parçaları genellikle paylaşılan oyunlar, konuşmalar ve şakalardan meydana geliyor gibi gözüken zevkli bir bulmacadır. 3 yaşında, ani öfke nöbetleri azalmış olabilir ve anne babalar her yeni başarıda çocuklarının gözlerinin parladığını fark edebilirler. 3 yaşındaki çocuk denemeye ve pratik yapmaya devam eder, becerilerini geliştirir ve yeni beceriler öğrenir. Bu dönem “neler yapabildiğime bakın!” dönemidir. Ancak, aynı zamanda ailelerin hayali arkadaşlar tarafından ziyaret edildiği, korkuların ortaya çıktığı, küçük çocukların “yalan söylemek ya da hile yapmak” gibi davranışlarda bulunduğu bir dönemdir. Pek çok anne baba eğer bu dönemde bu tür sorunların üstesinden gelinmezse ergenlik yaşlarındaki sorunları kontrol etmenin imkansız hale geleceği endişesini taşırlar. Ebeveynlere tüm bunların, çocukların düşünme ve muhakeme etmenin yollarını araştırdıkları ve başka insanların bunları nasıl yaptıkları hakkında bir anlayış geliştirmeye çalıştıkları “sihirli yolların” normal bir parçası olduğunu hatırlatmak önemlidir.
Artık bir klasik olmuş Sihirli Yıllar kitabının önsözünde Selma Fraiberg “bunlar sihirli yıllardır çünkü ilk yıllarında çocuk bir sihirbazdır- psikolojik anlamda…çocuk hareketlerinin ve düşüncelerinin, beraberinde olayları getirdiğine inanır…ancak sihirli bir dünya sabitlikten uzaktır, kimi zaman tekin olmayan bir yer haline gelir ve çocuk nesnel dünyayı araştırıp burada ilerledikçe, hayalindeki tehlikeli yaratıklar ve dış dünyadaki gerçek ve hayali tehlikelerle başa çıkmalıdır.”
1)Hayali Arkadaşlar
Ebeveynler genellikle hayali arkadaşların ortaya çıkmasına şaşırırlar. Kendilerini “arkadaş”ın oturduğu sandalyeden hızla kalkarken ya da akşam yemeğinde masaya fazladan bir tabak koyarken bulabilirler. Hayali bir arkadaşın küçük çocuk için pek çok avantajı vardır. Bu, oyun için her zaman hazır olan, çocuğun tüm fikirlerini beğenen, her zaman işbirliği içinde olan ve oyuncaklara asla karışmayan bir arkadaştır. Çocuklar bazen hayali arkadaşlarını kendilerini kötü duygulardan kurtarmak için ya da bir hata yaptıklarında suçu üstüne atmak için kullanabilirler.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Hayali arkadaşların 3 ve 6 yaş arasındaki çocuklar arasında çok yaygın olduğunu söyleyerek anne babaları rahatlatın.
- Eğer çocuk masaya ekstra tabak koyarak ya da hayali arkadaşa iyi geceler öpücüğü vererek ebeveynden de katılmasını isterse anne baba katılmakta kendilerini özgür hissetmelidir.
- Anne babaların, çocuklarının hayali arkadaşını tercih ediyor gözükmesini kıskanmaları gayet doğaldır.
- Çocuklar hayali arkadaşlarını öfke ya da kıskançlık gibi zor duyguları araştırmada kullanabilirler.
- Çocuklar hayali arkadaşlarını arkadaşlık kurmak ve arkadaş olmak konularında pratik yapmak için kullanabilirler. Çocukların bu becerilerini kreşte, anaokulunda, komşularda ya da özel oyun günleri düzenleyerek kullanmalarını ve geliştirmelerini sağlayın.
2)Korkular
Ebeveynler hamilelik dönemi boyunca çocuklarının muhtemel başarıları hakkında hayaller kurarlar. Genellikle yeteneklerine olan güvensizlik ya da cesaretsizlik nedeniyle kendilerinin başaramadığı şeyler hakkında düşünürler. Anne babalar düşüncelerinde pek çok şeyi farklı yapmayı hedeflerler, böylece çocuğun yetenekleri fark edilecek ve cesaretlendirilecektir. Çocuğuna güven kazandırmak ya da özel yeteneklerinin parlamasını sağlayacak tüm çabalarına rağmen çocuklarının korkuları olduğunu görmek kimi anne babaları şaşırtabilir. Ebeveynlerin 3-6 yaş arasındaki çocuklarda hayali şeylere (canavarlar ya da hayaletler) ve gerçek şeylere (hayvanlar ya da fırtına) karşı duyulan korkunun sık rastlanan bir şey olduğunu anlamalarına yardımcı olun. Korkular genelde çocuklar yeni beceriler geliştirmeye çalışırken ortaya çıkar. Anne babaları, hem onların hem de diğer bakıcıların desteğiyle, çocuklarının korkularıyla baş etmeyi öğreneceklerini anlatarak rahatlatın.
Dr.T.Berry Brazelton, kitabında, anne babaların özellikle kendilerinin de henüz çözemediği korkulara kapılmalarının ne kadar kolay olduğunu anlatmaktadır: “Anne babalar çocuğun korkusunu yok edemezler ancak, onu daha az ciddiye almasına yardım edebilir ve bunu onlardan öğrenmesini sağlayabilirler.”
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Çocukların belli korkuları olduğunda, çocuğu belirli bir aktivite ya da nesneden çekmek yardımcı olabilir. Çocuğu korkusuyla yüzleşmesi için zorlamak geri tepen bir çaba olabilir. Bu, çocuktan gelen ip uçlarına dikkat etmenin yardımcı olabileceği bir dönemdir. Çocuğunuz hazır olduğunda korkulan nesneyi incelemek yararlı olur. Çocuğunuza korku duyduğu saç kurutma makinasının ya da elektrik süpürgesinin nasıl açıp kapanacağını göstermek çocuğun korkularını azaltacaktır.
- Çocukların bu dönemde her şeyi dinlediğini unutmayın. Bazen yetişkinlerin konuşmalarını üstünkörü dinlerler, duyduklarının sadece çerçevesini anlarlar ve arada kalan boşlukları hayal güçleriyle doldururlar. Yetişkin dünyasını bu şekilde sınırlı olarak anlamak, özellikle hastalık ya da tartışma gibi aile konularında ya da TV’de gördükleri rahatsız edici olaylarda, çocuklar için korkulu görüntüler ya da duygular yaratabilir.
- Çocukların korkulara karşı, adrenalin üretimi gibi, fiziksel tepkileri olur. Bu dönemlerde, öğrenme için gerekli olan, artan farkındalık ve dikkat ortaya çıkar. Eğer etraflarındaki yetişkinlerden büyük bir tepki alırlarsa çocuklar kendilerini aynı zamanda bunalmış hissedebilirler. Çok fazla endişe göstererek, çocuğa gerçekten korkulacak bir şey varmış izlenimi vererek, büyükler farkında olmadan korkuları pekiştirebilirler.
- Yetişkinlerin desteği ve rehberliğiyle çocuklar korkularını kontrol etmeyi öğrenebilirler. Çocuklara sakin ve rahatlatıcı bir ses tonuyla yaşlarına uygun bilgi vermek yardımcı olabilir. “Sen de bu yüksek sesi duydun mu? Bu, yangın tüpünün sesiydi. Yangın tüpleri yangın çıktığında söndürmeye yardımcı olur.”
- Çocukları onlara korkutucu gelebilecek şeyler için hazırlayın. “Ali’nin evinde büyük bir köpeği var ama çok tatlı bir köpektir. Sen de evinde böyle bir köpek isteyebilirsin çünkü Ali’nin köpeği senin gibi çocukları çok sever.”
- Çocukları korkuları hakkında konuşmaları için cesaretlendirin.
- Piyasada, ortak çocukluk korkuları hakkında pek çok iyi çocuk kitabı vardır. Çocuğunuzla beraber kabuslar ya da uyku zamanı ile ilgili bir kitap okuyup hakkında konuşmaya çalışın.
- Çocuğunuzun korkuları kendisi için gerçektir. Bu konuda espri yapmak, utandırmak ya da korkuyu küçümsemek çocuğunuz için yardımcı bir yaklaşım olmayacaktır.
- Çocuğunuzun TV’de ya da kitaplarda gördüklerinin farkında olun. Henüz görmesini istemeyeceğiniz programlar ya da materyaller olabilir.
3)“Yalan Söylemek”
Hayali arkadaşlar ve korkular gibi, “yalan söylemek” de erken çocukluk döneminin normal bir parçasıdır. Çocuklar “iyi” gözükmek için, kötü sonuçlarla yüzleşmekten kaçınmak için ya da hala gerçekle fanteziyi birbirinden ayırmak zor olduğu için yalan söyleyebilirler. Bazen çocukların anlattıkları hikayeler anne babaları hayrete düşürür ancak, çocuklar kendi aldatmacalarıyla öyle iç içedirler ki açıklamalarının gerçek olduğuna inanabilirler. Çocuklarının yalanına fazla tepki göstermek ebeveynler için kolaydır. Sonuçta, pek çok yetişkin çocukken söyledikleri yalanları yakalandığında ceza ve suçluluk ya da utanma gibi duygularla sonuçlandığını hatırlarlar. Bu gibi çözümlenmemiş duygular, ebeveynlerin çocuğa gösterdikleri tepkinin temelinde yatıyor olabilir.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Çocuğunuzun neden yalan söylediğini hem siz anlamaya çalışın hem de kendisinin anlamasına yardımcı olun. Yalan söylediğinde, her defasında bu konu hakkında konuşun, gerçek ve yalan arasındaki farkları açıklayın. Tüm hikayeyi hatırlamasına yardımcı olun. Örneğin, arkadaşından oyuncağı kapmaya çalışanın ilk o oluğunu hatırlamasına yardımcı olun.
- Küçük çocukların kendilerini başkasının yerine koymaya çalışmasının zor olduğunu hatırlayın. Herkesin neden bu kadar üzgün olduğunu anlamayabilir. Zaman içerisinde bu, daha kolay olacaktır.
- Çocuğunuza yanlış davranışı hakkında doğruyu söylemesinden dolayı övgülerde bulunun ancak koyduğunuz sınırlara da bağlı kalın. Bu konuda konuşurken ve konu hakkında yorumlarda bulunurken çocuğunuz ve davranış arasındaki ayrımı mutlaka yapın.
- Çocuğunuza hatasını düzeltmesi için imkan tanıyın; hem yalanını hem de bu yalana neden olan davranışı. Etrafa saçılmış bir kutu sütü temizlemek, çocuğunuzun hataların düzeltilebileceğini bilmesine imkan tanır (Aslında en başında buzdolabını açmamış olması gerekiyor olsa bile).
- Anne babalar genellikle yalana fazla tepki gösterirler. Çocuğunuza karşı sınırı aştığınızı kabul etmenizde herhangi bir sorun yoktur. Çocuğunuz sizi affedecek ve sevmeye devam edecektir.-Sürekli yalan söylüyor olmak, çocuğun ebeveynlerin beklentileri yüzünden çok baskı hissettiğinin işareti olabilir.
- Çocuğunuza “beyaz yalanlar” söylemek konusunda dikkatli olun. Önünde sonunda siz de yakalanacaksınızdır.
4)Öngörülebilir Kurallar ya da Oyunlarda “Hile Yapmak”
Çocuklarının altıncı ay civarında, bir sonraki adımda neler olabileceğini öngörmeye başladıklarını ebeveynler hatırlayabilirler. Banyo suyunun hazırlanması ve pijamaların çıkarılması, bebeğin mutlu bir banyo deneyimi yaşayacağını anlamasıyla heyecanlı çığlıklar atmasına sebep olur.
Bir sonraki adımda neler olacağını öngörmek ve neden-sonuç ilişkisini anlamak, 3-4 yaşındaki çocukların uzun zamandır sahip oldukları yeteneklerdir. Artık bu dönemde çocuklar tahminlerde bulunmaya başlarlar. Bu, özellikle kazananların ve kaybedenlerin olduğu oyunlarda açıkça görülebilir. Çocuk kaybedeceğini tahmin ettiğinde ağlamaya başlar. Oyunu bitirmeye, kuralları değiştirmeye ya ad hiçbir şey olmamış , sıra onda değilmiş gibi davranarak “hile yapmaya” çalışır.
Gelişimi Pekiştirecek Öneriler:
- Ebeveynlerin, çocuklarının her zaman “hile yapmayacağını” anlamalarına yardımcı olun. Çocuklar bu dönemde hala, kuralları olan oyunların nasıl işlediğini öğrenmenin ilk aşamalarındadırlar. Anne babalar hile yapmanın sonuçlarını açıklayarak hile konusunda çocuğun cesaretini kırabilirler. “Eğer sen oyunu kurallarına göre oynamazsan, diğer çocuklar seninle oynamayı istemeyebilirler.”
- Çocuklar kuralları değiştirmek istediğinde, yetişkinler çocukların bunu derinlemesine düşünmelerini sağlayabilirler: “Bu kuralı sadece senin için değil, herkes için değiştirebiliriz. İstediğin bu mu?” “Eğer sen kuralları zaman zaman değiştirebiliyorsan, diğerleri de bunu yapabilir. Oyunun bu şekilde mi oynanmasını istiyorsun?”
- Ebeveynler hile yapan ya da yapılan kişi olmanın nasıl bir duygu olduğunu anlatmak için drama oyununu kullanabilirler.
- Bu konuda mizah gücünüzü de kullanmaya çalışın.
….
….