Bir bakıcının varlığı, bebeğin gelişen kişiliğinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Bebek için anlamlı bir bağlanma figürü olan bakıcı, bebekle, annesi ve babasıyla olduğundan farklı bir ilişki kurmaktadır. Bu nedenle, onun rolü de aile ilişkileri içinde göz ardı edilemez.

Kadınların rollerindeki önemli sosyal değişimlerle birlikte, çok daha fazla kadın evin dışında çalışmaya başlamışdır. Gerçekten de, ülkemizdeki büyük şehirlerde yaşayan çocukların büyük bir kısmı hayatlarının ilk yıllarını, anneleri çalışırken ‘vekil annelerinin’ bakımı altında geçirmektedirler. Ancak çalışan bir anne için çocuğunu bir yabancıya emanet etmek son derece zor ve sıkıntı verici bir süreçdir. Bu duygular o kadar kaldırılması zordur ki, bazen anneler bakıcının çocuk üstündeki önemini inkar ederek bu sıkıntı ile başa çıkmaya çalışabilirler. Ayrıca, eğer anne dadının önemini küçültürse dadının sıcaklık, anlayış ve hoşgörü gibi annelik kapasitelerini kıskanmayabilir.

Ükemizde genellikle yabancı uyruklu kişilerin alanı olmaya başlayan bu iş, doğası gereği her sene kişilerin değişmesi düzenine bağlı sürmektedir bu da çocuk için sağlıklı bağlanma figürlerinin oluşacağı ve temel güven duygusunun
oluşacağı ilk üç yılda, üç farklı kişiye bağlanması anlamının taşımaktadır. Eğer bakıcıya olan bağlanma onsekiz aylıktan önce ve dadıdan ayrılmak üç yaşından önce gerçekleşirse, bakıcının çocuktan ayrılmasının daha ciddi sonuçları ortaya çıkar. Bağlanmanın ve vekil bakıcıyı kaybetmenin temel psikolojik sonuçları yada anneyle yaşanan yabancılaşma, genel olarak yabancılaşmaya ve kayıplara olan aşırı hassasiyete katkıda bulunur. Bazı araştırmacılar tüm bu faktörlerin daha ileriki yıllarda yakın ilişkiler kurmaktaki zorluklara katkıda bulunduğunu
öne sürmüştür.

Bebek bakıcının yokluğunun yada gidişlerinin yeterince yasını tutamadığında, yabancılaşma ve kayıp ortamı kişiyi çocukluktan yetişkinliğe geçerken çevreleyebilir. Kişinin yakın ilişkiler kuramaması bakıcının kaybıyla bağlantılı olabilir. Bu nedenle, çocuğun hayatındaki vekil bakım verenlerin varlığını kaydetmek önemlidir.

Dadının rolü pek çok ünlü insanın hayatında belirgin olarak görülmektedir. Psikanalistler Sigmund Freud ve Melanie Klein, devlet adamı Winston Churchill ve yazarlar Balzac, Nabokov, Fraser ve Stavenson örneklerden sadece birkaçıdır.

Çocuğun hayatında bir bakıcının olması duygusal olarak ona anne baba çocuk üçgeninden çıkma ve oradaki çatışmalardan uzaklaşma fırsatı verebilir. Bazı çocuklarda olumsuz duyguların korkmadan yönlendirilebileceği bir alıcı olma fonksiyonu taşıdığı görülebilir. Bu biraz da eski zamanlarda ki büyükanne büyükbaba fonksiyonuna benzer bir şeydir. Bakıcının cezalandırmayan, kabullenici tavrı, çocuğun daha önceden anne babaya doğru yönelttikleri olumsuz duyguları dadıya yönlendirmenin mümkün olduğunu hissetmelerini sağlamıştır. Genellikle anne olan temel figür, özellikle önemli ve bebekle olan ilişkisinin yeri doldurulamaz olarak kabul edilir. Tutmak, beslemek, bebeği anlamak ve korumak gibi, annenin bazı rolleri, başka bakıcılar tarafından da yerine getirilebilir. Ancak bu kişilerin bebeğin anneyle olan öncelikli ilişkisinin önemini kabul etmeleri gerekir. Yani bakıcı da annenin bebek için önemini anlamalı ve kendi işinin çocuğun üzüntü sıkıntı gibi olumsuz duygularını da anlayıp ona anlam katmak olduğunu bilmelidir. Ancak eğer anne kaldıramadığı için bakıcının önemini inkar eden bir tutum içinde olursa bakıcının çocuğunu duygusal olarak desteklemesine engel olabilir.

Anne olarak genelde kendi duygusal ihtiyaçlarımıza uygun bakıcı seçimleri yaparız ve bu ihtiyaca uygun bakıcılar da bilinçsizce bizim bu duygularımızı beslememize yardımcı olurlar.

Bir annenin farkında olmaksızın yansıttığı duygu şu olabilir;

Sadece Görevini Yapan Bakıcı Aranıyor

Bakıcı bebeğin sıkıntısını alır ve sadece fiziksel rahatlık sağlar. Çocuğun belli bir bağlanma figürüyle özel bir ilişkisi olmadığından, belirli bir bakıcıya bağlı olarak ayrılmanın kabulü ve kayıp duygusu yoktur. Buna bir örnek takip ettiğim bir çocuk anne ikilisinden verbilirim. Bu anne dil öğrenmesi amacıyla çocuğa iki yaşında itibaren üç sene üç farklı dil konuşan yabancı bakıcı tutmuş ve bunun bir diğer açıklamasını da bakıcılara çok bağlanmasını istemedim şeklinde yapmıştır.

Bir başka annenin yansıttığı duygu da şu olabilir:

Yatıştırıcı Bakıcı Aranıyor

Etkili bakıcı bebeğin duygularının belirli anlamlarına karşı kayıtsızdır. Çocuğun çocuksu acıları en uygun olan yoldan giderilir. Bu şekilde, bebeğe ihtiyaçlarının giderildiği yanılsaması verilmektedir, ancak esasında yalnızca yatıştırılmaktadır. Hem bakıcının hem de bebeğin acı verici, yoğun, duygusal deneyimlerinde duygusal bir uzaklık vardır. Örneğin anne evden işe giderken haber vermeden gizlice kaçıp gider ve bakıcı da bunun ardından çocuğa eğlenceli şeyler yaptırıp hiç böyle bir acı yaşanmamış gibi yaparak çocuğu duygularına yabancılaştırabilir.

Kutsanan yada Suçlanan Bakıcı
Bakıcı, çocuğun temel ihtiyaçlarını anında gidermelidir. Eğer bu gerçekleşmezse bakıcı kötü, acımasız bakıcı figürü haline gelir ve ihmalden dolayı suçlu olduğu düşünülür, bu nedenle suçlanır. Duygusal rahatsızlığı deneyimlemek, tolere etmek ve anlamak kapasitesi geliştirme kavramı yoktur. İdealize etmek ve suçlamak, çok fazla psişik acı gerektiren anlamaya çalışmanın yerini almıştır.

İhale Edecek bakıcı Aranıyor

Mert’in annesi, işadamı olan eşiyle beraber aktif bir sosyal hayatı olan bir ev hanımıdır. Bakıcı onu beslemek dışında herşeyi yapar. Onu yıkar, altını değiştirir ve çocuk odasında onunla beraber uyur. Bu da annenin yemek pişirmek, alışveriş yapmak ve sosyalleşmek gibi rutinlerinin bebeğin doğumuyla pek bozulmadığını göstermektedir. Anne, Mert’in gece boyunca süren ağlamalarının farkında değildir ve bebek gece uzun süre dadının kollarında uyanık kalır. Bakıcı anneden daha genç ve çocuklar konusunda daha az deneyimli olmasına rağmen, anne dadının uzman olduğuna ve sorumluluğun onda olması gerektiği konusunda dadıyla hemfikirdir. Bakıcı, bebeğin her memeden ne kadar süre emdiğini hesaplamak için saat kullanmaya karar verir. Ayrıca, annenin hangi memeden beslemeye başlaması gerektiğini de o hatırlatmaktadır. Anne ve bebek üstünde böyle bir kontrole sahip olan bakıcı, anne ve çocuğun beraber olma ritmine müdahale etmektedir. Mert’in beslenme saatleri boyunca dadının anneyle konuşma eğilimi vardır. Bu Merti rahatsız eder ve o ve annesi arasında bir mesafe yaratır. Bazen, rahatsız edici şekilde müdahale ederek, Mert memedeyken bakıcı Mert’in tırnaklarını keser. Öyle gözükmektedir ki, besleyen-beslenen çiftin yakınlığına ve kendisinin bundan dışlanmasına tahammül edememektedir.

Öte yandan, bakıcı Mert’le kendisinin yakın olduğu anları çok sevmektedir. Ancak bakıcının gece boyunca Mert’i kucaklamasının bebeğin uyanık kalmasını pekiştirme olasılığı vardır. Burada bakıcının anneye karşı kıskançlık duyması ve onunla yarışması yalnızca dadının anne ve çocuğun beraber özel zaman geçirmesine engel olmaktadır. Aynı zamanda bu tutum annenin hem kendi annelik yeteneklerini hem de bebek için önemini anlamasında engel olur.

Son örnek de;

Destekleyen ve Kolaylaştıran Bakıcı aranıyor

İdeal olarak, ebeveynler bebeklerine bakmasına karar verdikleri bakıcının, onu kucaklayan, besleyen, özen gösteren ve toleranslı biri olmasını isterler. Bu tolerans ve sabırı içselleştiren bebek de kendi arzuları hemen tatmin
edilmediğinde bekleme kapasitesini geliştirecekdir.. Bakıcının rolü bebekteki yoğun duyguları içerme görevinde anneye yardımcı olmak şeklinde tanımlanabilir. Bakıcı aynı anda hem kendisine hem de bebeğe ebeveynlerle olan ilişkinin önemini doğrulamakta, ebeveynler de dadının çocuk için duygusal anlamını kabul etmektedirler.

İşte burada Ufuk’tan, gece uyumadan hemen önce düzenli olarak çığlık atan bebekten bir örnek verebiliriz. Annesi önceki hafta bir bakıcı tutar. O gün ilk kez işe giderken Ufuk’u altı saatliğine dadının bakımına bırakır. Anne geldiğinde şu sahne yaşanır.

Anne ve bakıcı beraber oturarak kahvaltı ediyorlar. Annenin kollarındaki bebek dikkatlice annenin yüzünü ve daha sonra dadının yüzünü inceliyor. Bakıcı güldüğünde bebek aniden gözyaşlarına boğuluyor ve korkarak çığlık atıyor. Annesi kafasını omzuna dayayarak sıkıca tuttuğunda bebek hüngür hüngür ağlıyor. En nihayetinde bebeğin ağlaması yatışıyor ve yine dadının gözlerine bakıyor, o noktada yeniden çığlık atmaya başlıyor. Bu süreç dört kez tekrarlanıyor.

Bakıcı gülüşüyle bebek için ‘canavar figürü’ olduğunu algılıyor. Anne, çalışmak için bebeği bırakma kararından dolayı suçluluk hissederek, Ufuk’un’ın ağlamasının duygusal anlamını düşünmeye dayanamıyor. Bebeğin nasıl diş çıkardığını anlatıyor. Sebep olarak bazı somatik belirtiler arıyor, ‘Ufuk’ın karnı ağrıyor olabilir, belki bezinin değişmesi gerekmektedir.’ Diyor. Çok deneyimli olan bakıcı bebekle ce-e oynamaya başlıyor.

Yüzünü bir yumakla örten bakıcı ‘gitti’ diyor. Daha sonra yüzünü açarak ‘işte burda’ diyor. Bu oyunu yavaşça tekrar ediyor aynı zamanda bebeğe yüzünü saklayan yumağı çekmesine izin veriyor. ‘Anne gidiyor. Anne geri geliyor. Gidiyor, geliyor. Merhaba. Hoşça kal. Merhaba’ diyor ve aynı zamanda yüzünü saklıyor ve gösteriyor. Bebek bakıcının yüzü yumağın arkasından tekrar gözüktüğünde gülümsemeye başlıyor.

Bu durumda, bakıcının anneden ayrılmanın bebek ve anne için önemini anlayabildiği görülmektedir. Kendi gülen yüzünde bebeğin gördüğü korkuyu kabullenip orada kalabiliyor ve bebeğin iç deneyimine anlam verebiliyor.

Burada anlattığımız örnekler sadece kendi seçimlerimizde örnek olması amacıyla aktarılmıştır. Ancak yazının içeriğinden de anlaşılabileceği gibi bakıcı seçimi sadece maddelerden ve kriterlerden oluşan bir liste değildir. Öncelikle kendi beklentilerimizi değerlendirip bunun çocuğumuza zarar vermeyecek şekilde bizi yönlendirmesine fırsat vermeliyiz.

 

Derleyen: Klinik Psikolog İnci Vural